Süpürün, süpürün. Halının altına süpürün!

A -
A +

Hiç hazzetmem. Sadece meslekî meraktan bakarım. O da bazen. Her defasında tüylerim diken diken oluyor. Afakanlar basıyor beni. "Kadının sesi" programlarından bahsediyorum. Acı, dram ve cahillik kokuyor hepsi. Kötü muamele görmüş kişilerin intikam hissiyle kıvrandığını görüp kahroluyor insan. De, madalyonun bir de diğer yüzü var. Bu programlar bir realty show değil, tolk show hiç değil; hayatın ta kendisi. Türk toplumunun nasıl bir aile yapısına sahip olduğunu bu programlardan daha iyi gösteren bir fotoğraf olamaz. Böyle de bir yanı var bu programların. Fakat şimdi yayından kaldırıldı bu programlar. Çoğu yok artık... Birgül adında Elazığlı bir kadın Kanal D'de Kadının Sesi programına katıldı. Evini terk edip televizyona çıktı diye evladı tarafından kurşun yağmuruna tutuldu bu kadın ve 5 kurşun yedi. Bunalıma girmeden hangi kadın evini terk eder? Hangi koca, karısının televizyona çıkıp kendisini şikayet etmesine fırsat verir, ciddi bir problemi olmasa? Hangi evlat anasına kurşun sıkar? Ama oluyor işte! Şartlar insanı buralara kadar getiriyor demek ki!.. Önemli olan bu olayları görüp çare üretmek mi, yoksa; yayını durdurup üç maymunu oynamakta mı? Türkiye, ikincisini seçti. Kanal D, Yasemin Bozkurt'un yapımcılığını üstlendiği 'Kadının Sesi' programını 'sosyal sorumluluk' gerekçesiyle yayından kaldırdı. Ardından atv de Ayşenur Yazıcı'nın sunduğu 'Yalnız Değilsiniz' isimli programa son verdi. Kadın programlarının sosyal yara haline geldiğini belirten RTÜK Başkanı Fatih Karaca, bu programları kaldırdığı için Kanal D ve atv'yi kutladı, benzer programları yayınlayan Show TV ve TGRT'nin de bu programlara son vermesini istedi. Aile ferdinin anneye yaptığı infazı, televizyon yönetimi programcıya yaptı. RTÜK de topluma yapmak istiyor. TGRT'de 'Sizin Sesiniz' programını sunuyor İnci Ertuğrul. Haza hanımefendi. İnsan sevgisiyle dolu başarılı bir programcı. Kavgalıları barıştırıyor, yardıma ihtiyacı olanlara yardım ediyor. Daha ne yapsın bu arkadaş. Bu tür programları yapmak kolay değil haa, onu da söyleyeyim. Ben bir seyirci olarak seyretmeye bile tahammül edemiyorum, o ne yapsın? Sonra da kalkıp demokrasi havariliği yapın. Konuşmayan bir ülkede demokrasi ne işe yarar Allah aşkına?!. Kaza oluyor diye araçları trafiğe çıkarmayacak mıyız? Öğrenciler okula rahat durmuyor diye okulları kapatacak mıyız? Gerçeklerle yüzleşme anı geldiğinde neden başımızı kuma gömüyoruz, yan çiziyoruz? Daha sözün başında söyledim. Yaşanan bu dramlar seyredene acı veriyor ama bu, Türkiye'nin hangi durumda olduğunu görmezden gelmeye sebep değil ki? Bu manzaranın ortadan kaldırılması, yayına son vermekle olmaz ki! Toplayın sosyologları, psikologları, hatta siyaset bilimcilerini... nedir bu milletin hali diye düşünün. Yooo, düşünmeyecek benim insanım. Düşünmek, bizi bozuyor çünkü!.. > MI ACABA?!. Laleli esnafı belediyeden ve kapkaçtan bıkmış... Kapkaça belki bir çare bulunur ama belediyeden kurtuluş yok! Cep telefonu faturalarına 1 YTL de 'Çevre Vergisi' eklenecekmiş... Telefonun adı 'vergi telefonu' olsun bari!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.