Taklit zekâ

A -
A +

Türk usulü esnaflığın ne mene bir şey olduğunu izah etmeme bilmem gerek var mı? Çok pratik olduğu gibi tek tiptir de! Biri lahmacun dükkanı açtı, diyelim. Giren, çıkan, alınan, satılan... ne varsa hepsi mercek altındadır artık. Ahalinin kahir ekseriyeti sütre gerisine yatıp o mekanı gözetlemeye başlar. Sabırsız milletiz! Aynı zamanda "şıp" diye teşhis koyma özelliğimiz de var. Sonuç gecikmez tabii! Dükkan 10'uncu gününü dahi doldurmamıştır henüz ama herkes öyle veya böyle bir kanaat sahibi olmuştur; bu kesin. Bu kanaatler her ne kadar yazıya dökülerek açıklanmaz ise de, hemen herkes kendi kafasındaki kanaatin doğruluğundan emindir. Evde, kahvede, hatta kadınların yaptığı altın günlerinde konuşulan tek konu o lahmacun dükkanıdır artık. "Adam paraya para demiyor. Lahmacun dükkanı değil de sanki darphane açtı!" Yahut: "Olacağı buydu. Ulan, senin nene gerek, lahmacun dükkanı." Hadi, ahaliye mevzu lazım diyelim ve "zenginin malı, züğürdün çenesi" fikrinden gidip bu dedikoduları hoş görelim. Onunla bitmiyor ki! Bir de bu işin akıbetini bekleyen esnaf adayları var. Esas merak onlarınki. Dükkan ilgi görmeye görsün. Ertesi gün aynı sırada bir lahmacun dükkanı daha peydahlar. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Ertesi gün bir daha... ertesi gün bir daha!.. Cadde lahmacuncu caddesi oluverir bir anda. Telefon kontörü satan bir bayi de olabilir bu. Hiç fark etmez. Yeter ki para kazansın. Hemen emsalleri türer aynı sokak ve caddede. Taklit esnaflık, diyorum ben buna. Taklit Esnaflık! Esnaflığımız böyle de, sanayiciliğimiz farklı mı? Keşke, öyle olsa ama ne gezer? Aynı yöntem orada da geçerlidir. Ahmet Bey tekstil atölyesi açtı, diyelim. Herkes pusudadır; bu kesin. Ahmet Bey para kazanıyor mu, kazanmıyor mu? Hele bir kazanmasın! "Sen ne beceriksiz adamsın, birader!" diyenin bini bir para! Kazanıyorsa, malum. Aynı makineden bir - iki tane uydurup bir başka merdiven altında konuşlanıverir hemen o siperde yatan tatlı su balıkları; hem de vakit geçirmeden. Daha büyük sanayicilerin yaptığı da üç aşağı beş yukarı bu. Ahmet Nazif Zorlu veya Abdülkadir Konukoğlu bir makine almaya görsün. Ertesi gün aynı makineden kesin 10 sipariş daha verilmiştir! O siparişi verenin hiçbirisi, "Yahu, Konukoğlu bunu neden aldı" diye düşünmez. Hangi işte kullanacağını merak dahi etmez. Konukoğlu akıllı adam ya, onun yaptığını yapmakla bizimkisi de akıllı oluyor!.. Türkiye'de her üç un fabrikasından ikisinin ihtiyaç fazlası olması hep bu akl-ı evvellerin eseri. Acımasız rekabet Ya çiftçiliğimiz? O sene domates ekmiş olsun. Para etmemişse, ertesi sene yiyeceği kadarını dahi ekmez. Nesi var, nesi yok hepsini komşunun para eden patatesine yatırmıştır bizimkisi. Tek uyanık o değil tabii. Herkes patates ekince, o sene de patates para etmez ve hüsranla biter bu taklit ziraat. Bir de tüccarlığımız var ki, akıllara durgunluk... Malını satmak için ne pazar araştırması yapar, ne strateji geliştirir. Ne de bir profesyonelle iş birliği yapar! Tek marifeti kendisinden önce bu işi yapıp pazarda yer tutan kişi veya kurumun müşterisine saldırmaktır. Dedim ya, taklit zekâ!.. Hem de ne saldırma. Züccaciye dükkanına dalan fil bile o kadar zarar veremez etrafa. Adamın müşterisine gidip, "O 5'e veriyorsa, bende 4. Gel benden al!" demek en büyük hünerimiz. Sonuç malum. Vergi dairesine, SSK'ya, telefon idaresine bir sürü borç tak ve ortadan kaybol!.. Yazık günah!.. Rekabetin bir başka yapılış şekli daha var ki, çok çirkin ve kötü. Rakibe belden aşağı vurmak!.. Birçok örneği var da, LC Waikiki markasının başına geleni söylesem yeter, ne demek istediğimi anlatmaya. LC Waikiki, malum, Taha Holding'in Fransızlardan satın aldığı bir marka. Taha Holding'in gerçekleştirdiği yatırımlardan sonra LC Waikiki, global piyasada ciddi bir yer tutup Türkiye'nin gururu haline geldi. Türkiye burası. Yok öyle! Bir ülkenin gururu olmak da neymiş?!. Aklıevvelin biri çıktı, internet sitelerine "Taha Holding satıldı" diye bir e-posta attı. Hem de Türk toplumunun en hassas olduğu yerden girerek yaptı bunu: "Taha Holding, Leyla Zana'ya satıldı." Ayıkla pirincin taşını!.. Acımasızlığı görüyor musunuz? Taha Holding "Yok öyle bir şey" diyor. "Biz LC Waikiki markasını satmadık." Buna rekabet denir mi? Bu yapılanın ahlakla, esnaflıkla bağdaşır bir tarafı var mı? Yok ama taklit zekâ ile gelinen yerde her çeşit ahlaksızlık mubah oluyor maalesef. Buna kim dur diyecek, o da belli değil. Taha Holding yöneticileri, hem ticari zekâları, hem akılları ve hem de manevi yönleri ile dört dörtlük insanlar ama gel de anlat bunu. Çamur at, izi kalsın!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.