Kendimi ayıpladım, "Böylesine muazzam bir kampüsü neden şimdiye kadar görmedim?" diye. Kadir Has Üniversitesi'nden bahsediyorum. Malum, bu üniversite; Haliç'in kıyısındaki eski Cibali Tütün Fabrikası. O eski bina modern çizgilerle öyle zenginleştirilmiş ki, görenleri hayran bırakıyor. Aydınlık bir kere. Ayrıca, emek ve alın teri ile teknolojiyi buluşturan çizgi, gerçek bir mimarî dehanın ürünü. Müthiş! Binayı gezerken insan, hem o eski günleri, tütün işleyen insanların sarf ettikleri emeği, hem de bilgi çağının getirdiği yenilikleri alıp kendilerini geleceğe hazırlayan o pırıl pırıl gençlerin yüzündeki aydınlığı görebiliyor. Kadir Has Üniversitesi sosyal aktiviteleri ve eğitim faaliyetleri ile hep gündemde olan bir üniversite. Sayısız davet aldım ama her defasında bir mazeretim çıktı ve hiçbirine katılamadım bunların. Ta ki, iş başa düşünceye kadar!.. Kadir Has Üniversitesi (KHÜ) ile Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) birlikte organize ettikleri "AB ve KKTC'nin Sosyal ve İktisadi Kalkınması" konulu seminerde EGD'yi bendeniz temsil edecektim. Eli mahkum gittim. İyi ki gittim. Yüreği eğitim aşkıyla çarpan rahmetli Kadir Has'ın ülkemize kazandırdığı bu muhteşem üniversiteyi ve onun harika öğrencilerini gördüm. Öğretim üyelerini söylememe gerek yok zaten. Profesör ve doçentlerin hepsi de alanlarında kariyer sahibi. Böyle bir organizasyon olur da KKTC'den kimse gelmez miydi? Geldi tabii. Hem de en üst seviyede katılım oldu. En başta da KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat vardı. 1970'li yılların başında Kıbrıs bizler için Avrupa idi. Mehmet Ali Talat da o yıllarda yüksek öğrenimini Türkiye'de yapan Kıbrıslı gençlerden biri. Kıbrıs'a bizim nasıl baktığımızı Talat'ın şu sözü doğrulamaya yeter de artar bile. "Bizim cebimizdeki Sterlin'i gören arkadaşlarımız bize gıpta ederdi." Evet, o tarihlerde öyleydi. Cebinde döviz bulundurana gıpta ile bakılırdı. Çünkü, Türkiye'de döviz taşımak suçtu. Cebinde 1 dolar çıkan hapse atılırdı!.. Türkiye, rahmetli Turgut Özal'ın gerçekleştirdiği reformlar sayesinde müthiş bir değişim yaşadı ve hem büyüdü, hem de zenginleşti. Döviz taşımak da suç olmaktan çıktı tabii. Şimdi de Mehmet Ali Talat, Türkiye'ye, bize gıpta ile bakıyor. Onlar yapamadı çünkü bu reformları. Kendi hataları değil tabii. KKTC kendi inisiyatifi ile hareket eden bir ülke mi ki, kendi reformunu kendisi yapsın? Türkiye de hatalı. Hele, Avrupa. Onlar da Kıbrıs'ın güney kesimini AB üyesi yapmakla yangına benzin döktü. KKTC'de yatırım zaten azdı, durma noktasına gelmiş. Özel sektör yok artık. Sosyal güvenlik giderleri ise had safhada. Erken emeklilik ve hatta azıcık çalışanı dahi emekli yapma politikaları sonucu Hazine tamtakır kalmış. Talat, "Kamu gelirlerinin yüzde 70'i sosyal güvenliğe gidiyor" dedi. Kamu geliri dediği de, Türkiye'den giden para. KKTC'nin bir an önce toparlanması lazım. Bunun için de siyasî irade gerekiyor. Türkiye'yi yönetenlere çok iş düşüyor yani.