11 Temmuz 2005 Pazartesi günkü Hürriyet gazetesinde okudum ve taaccüp ettim. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Balık Pazarı ve tarihî Çiçek Pasajı'nı gezerken kolu alçılı bir kadın görmüş. Sebebini sorduğunda da Serpil Yurtgüzel isimli bu kadın, Fatih Hırkai Şerif'te, Fatih Belediyesi'nin döşediği kaldırımlar kaygan olduğu için düşüp kolunu kırdığını söylemiş. Bu dert yanmadan sonra, "Fatih Belediyesi hakkında maddi manevi tazminat davası açacağım" diye ilave etmeyi de ihmal etmemiş Serpil Yurtsever. Topbaş'ın cevabına bakın şimdi siz: "Dava açmanıza gerek yok. Ben hem oradaki kaldırım problemini çözeceğim, hem de sizin 3 aydır uğradığınız maddi zararı kendi cebimden karşılayacağım." Yapar mı yapar?!. Kadir Topbaş, tanıdığımız kadarıyla sözünün eri bir insan. Serpil hanımın mağduriyetini cebinden karşılar. Da, bu çözüm mü? Olayı şöyle bir analiz edelim hele. Serpil hanım zarar görmüş. Mağduriyetini telafi etmesi için Fatih Belediyesi hakkında şikayetçi olacağını söylüyor. Öyle ya, bir insan başka bir insan veya kurum tarafından bir şekilde mağdur edilirse; karşı tarafın bu mağduriyeti karşılaması lazım. Gayet normal. Mağduriyetin bedelini takdir edecek bir kurum var; o da, mahkeme. Hukukun üstünlüğü ve kanun hakimiyetini istiyorsak; bize düşen, Serpil hanımın bu davranışını alkışlamak, değil mi? Kadir Topbaş öyle yapmıyor ama!.. Duygusal olarak bakıldığında, takdir toplayacak bir yol izliyor. Serpil hanımın uğradığı maddi zararı cebinden karşılama sözü veriyor. Yanlış, külliyen yanlış. İlk bakışta insanî bir davranış biçimi gibi geliyor ama dediğim gibi yanlış, hem de çok yanlış!.. Konunun muhatabı kendisi değil bir kere. Tamam, iyi niyetle yaklaşmış. İnsanî duygularla işi çözmek istemiş ama bu çözüm değildir!.. Serpil hanım davacı olup hakkını aramadığı müddetçe, Türkiye'de hukukun üstünlüğü diye bir kavram olmaz. Kadir Topbaş iyi niyetli ve samimi bir insan. Fatih Belediye Başkanı da mutlaka öyledir ama ya tersi olsaydı? Serpil hanımın mağduriyetini kim karşılayacaktı? Sonra, bu cepten ödemenin sonu gelmez ki? Bu ve buna benzer meseleler asla kişilerin insafına terk edilecek meseleler değildir. Serpil hanım davacı olup tazminat alacak ki, onun gibi bir başkasına daha tazminat ödemek durumunda kalmak istemeyen belediye başkanı, kimseyi mağdur etmeyen bir sistem kursun. Kadir Topbaş elbette ki insaf duygularının değil kanunların hakim olmasını isteyen bir kişi. Bundan asla şek ve şüphem yok ama geçmişten gelen bu alışkanlıklarımızı terk etmemiz lazım. Öncelikle de Kadir Topbaş gibi milyonlara karşı sorumlu olan bir örnek şahsiyetin yerine getirmesi lazım bunu tabii. Yoksa, AB sürecinde çıkarılan bu kadar kanun boşa gider!..