Başbakan "açıkla" dedi. TÜSİAD "oy benim özelimdir, açıklamam" diyerek; ayak sürüdü. Başbakan sözünü esirgemedi: "Bitaraf olan, bertaraf olur!" Çarşı karıştı tabii! Tüm "kirli çamaşırlar" ortaya döküldü. Kimi, TÜSİAD'ın geçmişte verdiği bir gazete ilanıyla Ecevit Hükümeti'ni nasıl düşürdüğünü örnek gösterdi. Kimi de TOBB ve TÜSİAD'ın 24 Eylül 2001 günkü gazetelere tam sayfa ilan verip anayasa değişikliğine "evet" dediklerini hatırlattı. Derken, İTO ve TİM başta olmak üzere birçok STK Anayasa değişikliğini olumlu bulduklarını ve 12 Eylül'de "evet" oyu kullanacaklarını deklare etti. Çarşı bir kere daha karıştı. Kimi, STK'ların oyunu açıklaması doğru bulmadığını belirtti. Kimi ise "Ne mahzuru var ki, varsın açıklasın" diyerekten iktidara göz kırptı! Bunların hepsi laf-ü güzaf! Mühim olan doğru zamanda, doğru yerde doğru olanı söylemek veya yapmaktır. STK'lar yeri gelir, oyunu belirtir. Yeri gelir, belirtmez. Bunların hepsi mümkün. Hükümetlerin "bertaraf olursun" diye aba altından sopa göstermesi de yanlış. Bunun anlamı "bila kayd-ü şart itaat istiyorum" demektir. Ki, demokrasilerde yok böyle bir şey. Türkiye ta başta yaptı yanlışı esasında ve o yanlış süregelip gidiyor! Kalkınmış batılı ülkelere bakın bir. Üretici-tüketici, köylü-kentli, doktor-hasta, işçi-işveren, çiftçi-sanayici... herkesin bir örgütü var ve meseleler bu örgütlerde tartışılıp görüşülüyor. Sonra da iktidara "bu işi yap" deniyor. Ayrıca, sosyal örgütler de var. Bir İsviçreli 7 gönüllü kuruluşa üye mesela. Onlar da lobi yapıyor. Sözün kısası, elin memleketinde hareket tabandan tavana doğru iken benim ülkemde tavandan tabana doğru. Tam tersi yani!.. Eee, hâl böyle olunca, sistem de ters işliyor tabii. Anayasa değişikliği siyasetçiden çok halkı ilgilendiren bir mesele değil mi? Hani? STK'lar fikrini söylemeye dahi çekiniyor. Hatta korkuyor! Meydanı boş bulan siyasi parti liderleri de haliyle esip gürlüyor. Şu dönemde siyasetçiden çok, STK'lar konuşmalıydı halbuki. Daha da ilerisini söyleyeyim: Yeni anayasayı onlar hazırlamalıydı ve iktidara, "Bunu yürürlüğe sok" demeliydi. Bakın o zaman muhalefet "hayır" diyebilir miydi? Belki, itiraz ettiği maddeler olurdu ama o da anında düzeltilirdi. Şimdi öyle mi ya? Sırf iktidar hazırladı diye "hayır" diyen bir muhalefet var. Türkiye'nin demokratikleşmesi için evvelemirde sivil toplum kuruluşlarını (STK) güçlendirmesi gerekiyor. Türkiye'de hâlâ siyaset örgütleniyor maalesef. Kendi menfaatlerine göre örgütleniyorlar tabii. Onların tek tasası vardır; o da şu: "Ne yapayım da oyumu arttırayım?!."