Türkiye tarımın kalkınması için çok şey yaptı ama koordinasyon sağlanamadığı için bölük pörçük kaldı. Parçaları birleştirme vakti geldi.
Bu sene Dünya Uluslararası Toprak Yılı. Türkiye'nin bu tür gün ve yılları kutlama hususunda rakip tanımadığı amma velakin derinlemesine analiz ve incelemeyi asla yapmadığı hepimizin malumu.
Toprak insanoğlunun tabii kaynak olarak en önemli varlığı olmasına rağmen Türkiye gereken önemi vermediği için topraklarını kaybediyor. Yanlış arazi kullanımından dolayı erozyon, çoraklaşma ve tuzluluktan dolayı topraklarımız tehdit altında ama kimse umursamıyor bu tehdidi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Alternatifi olmasına rağmen verimli, hatta yatırım yapılarak sulamaya açılmış arazilerin bile tarım dışı amaçla kullanılması israftan başka bir şey değildir" dedi ve maksat dışı kullanılan tarım arazilerinin özellikle Trakya, Bursa, Kocaeli, Adapazarı, Gediz, Menemen, Salihli, Kemalpaşa, Büyük Menderes, Küçük Menderes, Antalya, Çukurova ve Düzce gibi bölgelerde yoğunlaştığına dikkat çekti. Türkiye'nin genelinde var bu maksat dışı kullanım.
Şemsi Bayraktar, "Ayrıntılı toprak etütlerinin bir an önce tamamlanmasını ve tüm ülkenin arazi kullanım planının çıkarılmasını" istedi. Gayet yerinde bir istek ve vakit geçirmeden yerine getirilmesi lazım.
Tarım, turizm, sanayi ve yerleşim alanlarının belirlenmesi için şart bu...
Bir de erozyon meselesi var ki, düşman başına. Toprakların önemli bir kısmı denize akıyor. Elin adamı denizden toprak elde etmenin yolunu ararken Türkiye topraklarını denize döküyor!
Konya Ovası çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya. Bu ovayı sulayacak olan KOP, GAP ve DAP sulama projelerinin bir an önce tamamlanması gerekiyor. Tuzluluk ve çoraklaşmaya neden olan bilinçsiz sulamanın önlenmesi için bölge üreticisinin eğitilmesi zaruret hâline geldi.
Bir santimetre kalınlıkta kaybolan toprağı yerine koymak için birkaç yüzyıl geçmesi gerektiğinin altını çizeyim de varın siz düşünün yaşanan vahametin dehşetini!
Terör Türkiye'ye çok şey kaybettirdi. Bu kesin ama her krizden olduğu gibi terörden de fırsat çıkarmak mümkün. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da milyonlarca hektar mera boş kaldı, tarım arazileri işlenmedi. Batı'daki araziler ise yorgun ve verimsiz.
Çözüm Süreci tamamlandı tamamlanmak üzere. Bölgedeki arazilerin envanterinin çıkarılması ve işlenmesi Türkiye tarımına önemli bir katkı sağlayacaktır hiç şüphesiz. Sadece ekonomik de olmayacaktır bu katkı. Sosyal barışı sağlayacak ve siyasi istikrarı da kalıcı hale getirecektir.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, güneş enerjisiyle çalışan sulama makinesi üreterek dünyada bir ilke imza attı. Sekiz yıl süren çalışmalar sonucunda üretilen ve Türk Patent Enstitüsü (TSE) tarafından onaylanan "Mobil Güneş Pili Sulama Makinesi" üreticiye sulama konusunda büyük kolaylık sağlayacaktır mutlaka.
GAP, Akdeniz, İç Anadolu, Ege Bölgesi güneş enerjisi elde etmeye çok uygun bölgeler. Güneş enerjisi başta olmak üzere maliyet düşürücü her türlü düzeneği devreye sokmak ve tarım sektöründe Türkiye'nin iyi bir yere gelmesini sağlamak lazım.
Bugün 18 Mart 2015. Çanakkale Zaferi'nin 100'üncü yılı. Çanakkale'de kutluyorum bu tarihi günü. Kale Grubu muhteşem bir program hazırlamış. Çok görkemliydi. Bir sonraki yazımda onu anlatacağım.