Tasarımın yoksa yoksun

Dünyanın en önemli endüstrisi tasarım. Şeksiz şüphesiz böyle bu.Tasarımı olmayan hangi ürün ve fikrin satış şansı var ki? Buna rağmen Türkiye tasarım fakiri bir ülke. Var olanları da taklit zaten. Ya birinin tasarımına göre üretim yapıyor sanayicimiz, ya da kendi kafasına göre. Kafasına göre üretim yapan "kör satıcının kör alıcısı olur" misali belki birkaç sene geçiniyor ama sonra yok. Başkasının tasarımıyla üretim yapan ise fasonculuktan ileri gidemiyor. Her iki durumda da el elde baş başta yani. Haa, Türkiye'de tasarım mevzuunu ciddiye alan ve marka olmak için çırpınan yok mu? Olmaz olur mu, var tabii. İstisna da olsa var. Ela Quality Resort Hotel ve Damat mesela. Bu iki marka da kendi sektöründe farklı olma başarısını gösterdi. Malum, İstanbul 2010 senesinde "Avrupa Kültür Başkenti" oluyor. Bu, İstanbul'un dünya kültür ve sanat merkezlerinde anılması ve sahip olduğu değerlerin herkesçe bilinmesi anlamına geliyor. İstanbul'un silkinmesi ve üzerindeki külleri atması da diyebiliriz buna. Da... bu ayağa kalkışın sürdürülebilmesi lazım. İşte Ela Otel tam bu noktada "Ben varım" diyor. İstanbul'un kültür ve tarih zenginliğini müşterilerine tanıtmaya hazırlanıyor. Başka bir deyişle İstanbul kentini sahip olduğu tarih ve kültür zenginlikleriyle tanımak isteyenlere konaklama hizmeti vermek için sıvıyor kolları. Ela Qualty Resort Hotel Ceo'su Vadi Karatopraklı, İstanbul'da inşa edecekleri 500 yataklı oteli 2010'a kadar hazır edeceklerini ve o sene yakılan kültür meşalesinin sönmemesi için her türlü etkinliği yapacaklarını bildirdi. Bu çok önemli bence. Ürün veya hizmet, hiç fark etmez. Tasarım için bir çıkış noktasının olması lazım. En etkilisi de hiç şüphe yok ki kültür ve tarihtir bu çıkışın. Yüzlerce, binlerce yıllık bir birikimi veriyorsunuz çünkü tüketiciye. Ela Otel geçen sene Antalya Belek'te açıldı. 24 ülkeden gelen turistlere hizmet veriyor. Hem ucuz otel fikrini kırdı bu kısa zaman diliminde, hem de pahalı turist çekme başarısını gösterdi. Türk kültür ve ananelerini öne çıkararak yaptı bunları. İnsan kaynağıyla yani. Damat'ı Damat yapan da bu işte. Orka Grup Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, bugün dünyanın önde gelen moda merkezlerinde ürün sattıklarını ancak bunun hiç de kolay olmadığını söyledi. Hazırladıkları sayısız koleksiyonun "Çok iyi ama bir başka sefere" diye reddedilmesini dahi sabırla karşıladıklarını belirten Orakçıoğlu, "Son 3 senede gösterdiğimiz performansla Berlin, Milano ve Londra'daki 3 önemli show room'da ürünlerimiz yer almaya başladı. Bu da bizi dünya markası yaptı" dedi. Dünyanın en fazla takip edilen moda gazetesi Milano Finance MF, Damat-Tween'i anlatırken, "Tween doğu ile batı kültürünü; ilginç zıtlıkları birleştirmiş. Aynı, bütün zıtlıkların macerasından doğmuş İstanbul gibi" ifadesi kullanmış. Türkiye binlerce global marka çıkaracak kadar kültür ve tarih zenginliğine sahip bir ülke. Yeter ki, fark eden olsun.