Tekstilcinin çaresizliği

A -
A +

Bilmem duydunuz mu? Yeni bir tişört üretilmiş. Bu tişörtün en büyük özelliği sarılma hissi vermesi. Sık sık gurbete çıkan eşler için biçilmiş kaftan. Elektronik sinyaller yayan bu tişörtü aynı anda giyip kollar birleştirildiğinde eşler arasındaki uzaklık ortadan kalkıyor ve sanal da olsa sarılma hissinin verdiği mutluluğu yaşıyorlar. Sarılma esnasında biyolojik değişim gerçekleşiyor ve kan basıncı artıyor çünkü. "F+R Hugs" adı verilen bu tişört önümüzdeki sene Cutecircuit şirketi tarafından 380 dolarlık bir fiyatla piyasaya sunulacakmış. Zekayı görüyor musunuz? En kabadayısı 100 dolara satılan tişörtü, yüklediği bir fonksiyondan dolayı dört katı fiyatla sürüyor piyasaya. Giyilebilir bilgisayar da öyle. Bu da itfaiyeci için geliştirilmiş bir elbise. Yangından yangına koşan itfaiyeci tozun, dumanın, aşırı ısının ve nemin içinde çalışıyor. Bazen o mahalde birbirleriyle iletişim kurmaları mümkün olmuyor ve tehlike riski artıyor haliyle. İşte, 'giyilebilir bilgisayar' onların bu şartlar altında dahi iletişim kurmalarını kolaylaştırıyor. Hakeza sensörlü elbiseler, itfaiyeciyi ateşe karşı koruyor. Para kazanmak isteyen sanayicinin uyanık olması lazım. Tüketicinin zevk ve ihtiyaçlarını bilip ona göre üretim yapan kazanıyor, yapamayan yerinde sayıyor. İtfaiyeci için onu tozdan, dumandan, ateşten ve zehirli maddelerden koruyan elbise lazım. Asker ve polise lazım olan ise kurşun geçirmeyeni. Arıcı için farklı, balıkçı için farklı, kaynakçı için daha farklı elbise gerekiyor. Bu tip elbise yapılan kumaşlar 'teknik tekstil' kategorisinde yer alıyor. Bu saydıklarım iş elbisesi. Bir de gündelik giyilen elbiseler var. Kullan at! Artık moda adına belli kalıplara girip oklava yutmuş gibi kasılan insan kalmadı. O tür kompleksler aşıldı. Şimdi, sağlıklı elbiseler revaçta. Isıyı ayarlayan, vücudun nem oranını belli seviyede tutan, su ve ultraviyole ışınlarını geçirmeyen, anti bakteriyel kumaşlardan yapılan giysiler ilgi görüyor artık. Bu elbiselerin yapıldığı kumaşa ise fonksiyonlarından dolayı 'akıllı tekstil' adı veriliyor. Birçok ülke bu sektörden çıktı ama Türkiye hâlâ ticari tekstile devam ediyor. Tabiri caizse, hamallıktan başka bir şey değil bu. Kendi kumaşını veya Çin'den ithal edilen kumaşa işçilik ilave ediliyor ve satılıyor. Kazanılan katma değerin hepsi bu. Dediğim gibi dünyada durum çok farklı. Akıllı tekstil ve bu ürünlerden üretilen hazır giyim ürünlerinin kullanımı hızla artıyor. Leke tutmayan, buruşmayan ve sağlam kumaş üreten nano teknoloji kullanımı yaygınlaşıyor. Bildiğimiz dokuma kumaşlardan farklı ama ondan daha sağlam ve dayanıklı, bilhassa yalıtım için biçilmiş kaftan 'nonwoven kumaş' pazarı hızla genişliyor. Türkiye'nin bu trendi yakalaması ve bir taraftan modada marka olması, bir taraftan da katma değeri yüksek akıllı ve teknik tekstil üretimine geçmesi lazım. Bu iş, 'Ben yaptım, oldu' kurnazlığıyla olacak bir iş değil. Onu da söyleyeyim. TÜBİTAK'ın devreye girip AR-GE yapması şart. 6. Çevre Programı, bu tür projeler için fon desteği veriyor. Hem de ne destek. Yeter ki, istensin. Yoksa, Çin'in önüne set çekmeye çalışmakla bu işler olmaz. 13-16 Temmuz 2005 tarihleri arasında İstanbul-Dünya Ticaret Merkezi'nde Hightex-2005 Fuarı düzenleniyor. Ayrıca, ll. Uluslararası Teknik Tekstiller Kongresi de gerçekleştirilecek bu fuarda. Bakalım, Türkiye nasıl bir pencere açmış kendisine, göreceğiz!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.