Türkiye, 1980'li yılların ikinci yarısında her yeniliğe olduğu gibi özelleştirme konusuna da balıklama daldı dalmasına ama sonunu getiremedi. Hep öyle olmadı mı zaten?!. O yıllarda dünya çatır çatır özelleştirme yaparken bizimkiler günü kamunun küçülüp küçülmeyeceğini tartışarak geçirdi. Şart olduğu hususunda mutabakat sağlandı bugün ama şimdi de müsait iklim bulunamıyor. Siyasi otorite; bütçeye koyduğu özelleştirme gelirinin peşinde. Hükümetlerin bu panik hali bürokratı da etkiliyor tabii. Özelleştirme İdaresi bu konuda iki arada bir derede kalma sendromu yaşıyor. Özelleştirme yapabilmek için yatırımcının da bu hususta istekli olması lazım. Arz-talep meselesi yani. Yüksek faiz, yatırımcının kıt ve aynı zamanda çetrefil bir tasarruf yapısına sahip olması; diğer yatırımlar gibi özelleştirmeyi de kilitliyor. Buna bir de yabancı yatırımcının tedirginliği eklenince hiç de sürpriz olmayan bir handikap çıkıyor orta yere ki, aş aşabilirsen! Ayrıca, kurumsal yatırım şirketlerinin kullandığı fonun fonksiyonel bir miktara ulaşamamış olması da tüy dikiyor tabii sistemin orta yerine. 2004 senesinde Türkiye'de 12 yeni halka arz gerçekleşmiş olmasına rağmen bu şirketlerin hemen hepsi yatırımcısını zarar ettirdi. Zarar ettirme riskini göze alamayan Coca Cola Yatırım A.Ş. ise halka arzı erteledi ama bu ertelemenin bile yatırımcıyı sukutuhayale uğrattığı bir gerçek. Şimdi gündemde Türk Hava Yolları'nın (THY) halka arzı var. 5 kat talep geldi. Bu iyi bir durum. İyi çünkü, Türkiye'nin hem iktisadi olarak hem de moral değerler bakımından özelleştirmeye ihtiyacı olduğu kesin. Bu konuda son şans belki de THY!.. Bu kurumun halka arzının başarılı olması; sırada bekleyen Türk Telecom'a talebi tetikleyeceği gibi Petkim, TEDAŞ ve Erdemir'in özelleştirilmesini de hızlandıracaktır. Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci ve THY Genel Müdürü Abdurrahman Gündoğdu ile bir akşam yemeğinden bir araya gelip sohbet ettik. Konu, THY idi tabii. THY şu dönemde en doğru tercih. Kârlılığı iyi, dünyanın dört bir bucağına sefer yapıyor, dünya ekonomisinin tam orta yerinde duran bir ülke aidiyetinin avantajını kullanıp hem batıya ve hem de doğuya yolcu taşıyor. Ayrıca, devlet işletmesi olmasına rağmen vizyon sahibi kişiler tarafından yönetilme şansını yakalayan ender kuruluşlardan biri. Bu durumun hâlâ devam ediyor olması da başka bir şans tabii. Hele hele yeterli hizmet veremediği için kapanan yabancı havayolu şirketlerinin uçuşa son verdiği veya birleşerek ayakta durmaya çalıştığı bir dünyada; verdiği başarılı hizmetten dolayı THY'nin eli çok güçlendi. Bu başarıda pilotlar kadar hosteslerin de payı olduğu inkar edilemez. Türk insanına has o sıcaklığı gören yolcu ikinci uçuşunda yine THY'yi tercih ediyor. Hosteslerin bu başarısı lojistik ve ulaştırma sektörüne de lokomotif olabilir aslında. > MI ACABA?!. Türkiye'de korunmaya muhtaç 6 milyon çocuk varmış... 8 milyon kişi de okuma yazma bilmediği için hâlâ parmak basıyormuş, iyi mi? * Artık bir tuşla bilgiye ulaşabilen devlet nüfus ve ikametgâh belgesi istemekten vazgeçiyormuş... Sakın muhtarlar duymasın! * ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı Condoleezza'nın ayakkabıya karşı zaafı varmış... Onun olsa olsa postala zaafı olur! * BMC kamyonlarına hayran olan baba kızının adını Bemece koymuş... Başlık parasını yüksek tutmak içindir mutlaka!