Siyasi tansiyon bir hayli yükselmiş olmasına rağmen TOBB'un Ankara'daki Genel Kurul'u tam bir karnaval havasında geçti. Başbakan ile DYP ve CHP liderlerinin Kongre Salonu'na birlikte girmeleriyle başlayan ve yaptıkları konuşmaların satır aralarında verdikleri mesajlarla zirveye çıkan sıcak hava, Anadolu'nun dört bir bucağından gelen 3 bin TOBB delegesine moral verdi. Kongre sonrasında "22 Temmuz'dan sonra kurulan Meclis'te gerginlik ve kavga olmaz" kanaati hasıl oldu ki, bundan iyisi can sağlığı. Başbakan Erdoğan ve DYP Lideri Ağar ile CHP Genel Başkanı Baykal'ın konuşmaları hem doyurucu, hem de uzlaşmacı idi. Her bir parti başkanı rekabetçi ekonomiden yana olduğunu belirtti her şeyden önce. Ki, bu iş adamlarının istediği bir mesajdı. Her üç lider de Kongre'ye dersine hazırlanıp gelmişti bir kere. Siyasi mesajlarında muhalefet olması kadar normal bir şey olamazdı tabii. Ancak, sosyal ve ekonomik meselelerde ortak noktaları çoktu. İşsizliğin önlenmesi konusu mesela. Farklı formülleri vardı ama hepsinin gündeminde istihdam birinci sırada yer alıyordu. Global dünyadan kopmayı isteyen de yoktu ayrıca. Liderlerin hepsi salondan alkış aldı. Ben sadece Erdoğan ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun kaç defa alkışlandığını kaydettim. Hisarcıklıoğlu 27 kez alkışlandı. Başbakan Erdoğan ise 25 kere. 3 bin kişinin neleri alkışladığını söyleyeyim de onlara bakıp delegelerin hangi konularda hassas olduklarını anlayın. TOBB Başkanı'nın "Mevcut siyasi sistem vekilleri milletinden koparıyor. Seçmenler vekillerini tanımıyor, takip edemiyor" sözü ayakta alkışlandı mesela. "1982 Anayasası miadını doldurdu" dediğinde de öyle. Hele "Terörle mücadele eden kahraman ordumuz ve emniyet güçlerimizin etrafında kenetlenmeliyiz" dediğinde hemen herkes ayaktaydı ve salon alkış sesiyle inledi. Hisarcıklıoğlu'nun sözlerinin sonunda kullandığı "Türkiye geleceğini istiyor. İşte Türkiye'ye yakışan budur. Yolumuz açıktır, Allah yardımcımız olsun" ifadesi ise salonu ayağa kaldırdı ve duygusal anlar yaşattı. Yargı tarafsızlaşsın Hisarcıklıoğlu'nun konuşmasında alkış alan paragrafların bazıları ise şöyleydi: "Anayasamız, zaten yapılan çok sayıdaki değişiklikle yamalı bohçaya dönmüş, sistematiğini yitirmiş durumdadır. Artık yeni Anayasa yazmanın vakti gelmiştir. Yeni Anayasa'mızın temeli, vatandaşına güvenen, ona hizmet için varolan, modern devlet anlayışı olmalıdır." "Nasıl ki ekonomide iş yapma zihniyeti değişti, siyasette de aynı değişikliğin olması lazım." "Türk halkı dünya ekonomisinden daha fazla pay almak istiyor. Kamu yönetiminde şeffaflık ve sorumluluk istiyor. Sisteme inancını zayıflatan adaletsizlikleri ve yolsuzlukları artık daha fazla görmek istemiyor." "Kişi başına geliri 10 bin dolara yükselmiş bir Türkiye istiyoruz." "İstihdam üzerindeki mali ve bürokratik yüklerin hafifletilmesi şarttır." "Ülkemizde her 40 saniyede bir suç işleniyor. Niye işlemesin ki, yakalansa bile ceza görmüyor. 100'den fazla sabıka kaydı olanlar bile aramızda dolanmıyor mu?" "Yargı sürecinin hızlandırılması ve yargının çağın gereklerine uyan bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Artık yargı tarafsızlaştırılmalıdır." "Düşük döviz kurunu istiyorsak reformların tamamlanması lazım." "Türkiye lobilerle değil, KOBİ'lerle kalkınacaktır. Rantiyeyle değil, şantiyeyle kazanacaktır." Erdoğan'ın alkış alan sözlerinden birkaçını da verip kapatayım konuyu: "Kalkınmada payı bulunan herkese teşekkür ediyorum." "Sizler bizim güç kaynağımız oldunuz." "Bu yola taş koyanlar, millet iradesinin önüne taş koyamayacaktır." "Siyaset polemiklerle değil, programlarla yapılmalı." "Biz iş başına geldiğimizde 36 milyar dolar olan ihracat bizimle 92 milyar dolara çıktı." "Bunlar akılla oldu. Bunları görmeyenlere ne diyeyim?" "Sandıktan istikrarı sindiren bir tablonun çıkması lazım." "AB sürecinde kararlılığı olan, sandıktan galip çıkmalı." "Demokratik hak ve özgürlüklere samimiyetle sahip çıkan parti kazansın." "Hakimiyet milletindir. Başka yerde arayanlar 22 Temmuz'da cevabını alsın." "Sandığa değişim ve istikrar damgasını vursun." "Hiç kimse demokrasi için eğilen bükülen tarif yapmasın." "Türkiye dışa açılım hedeflerini kaybetmemeli." "Demokrasi, laiklik, sosyal adalet ve hukuk devleti bizim olmazsa olmazımızdır." "Yolu ve suyu olmayan köy kalmayacak." "Türkiye, kapalı kapılar arkasından yönetilemez."