Avrapılı mıyız-değil miyiz? Bu tartışmayla bugüne kadar geldik. Daha doğrusu, batılı; 'Türkiye Avrupa mı, değil mi?' diye tartıştı; biz de devekuşu misali, 'Dur bakalım, ne diyecekler?' diye sabırla bekledik. Şimdi dananın kuyruğu kopuyor. Bu sene sonunda, Türkiye'nin Avrupalı olup olmadığı bir karara bağlanacak. Biz hâlâ hiç istifimizi bozmadan oturuyoruz! Neden? Hükümet yan gelip yatıyor, dersem; haksızlık olur. Türkiye'yi AB üyesi yapmak için vargücüyle çalışıyor. Bu yeterli mi? Bence değil. Hükümet kadar başkalarına da görev düşüyor aslında ama nedense kimsenin kılı kıpırdamıyor. Kafalar hâlâ kumun içinde. 'Hele bir AB üyesi olalım', havası var. Müzakere tarihi verilince, kimse Türkiye'nin ağzına pişmiş aş dökecek değil. Hadi, Türkiye'ye müzakere tarihi verildi, diyelim. İş bununla bitmiyor ki. En az hükümet kadar sivil toplum örgütlerine, mahalli idarelere, sanayi ve bankacılık sektörlerine de önemli görevler düşüyor. Artık eski AB fonları yok ama yine de Türkiye'nin kuruyan damağını ıslatacak bir şeyler var elbette ki. Ancak, bu fonlardan kredi almak için proje hazırlamak gerekiyor! Hani? Belediyeler, sanayi kuruluşları, üniversiteler ve KOBİ'ler... size sesleniyorum: Hani projeniz? Türkiye' buraya kadar, 'Önce kredi, sonra proje' mantığıyla geldi. Onlar şimdi mazi oldu. Elin oğlu, 'Önce proje, sonra kredi' diyor! Eğer Avrupalı olacaksak; bu kriterlere de uymak zorundayız. Bunu biliyorsunuz değil mi? Hükümetin elbette ki politik kararlar alıp uygulaması gerekiyor. Peki, bu kararların alınmasını sağlayacak projeleri kim hazırlayacak? Tabii ki özel sektör!.. Şayet özel sektör, ayakları yere basan projeler üretirse, hükümet de bu projeleri koltuğunun altına alıp Avrupa ile pazarlık yapar? Yumurta kapıya geldi. Türkiye'nin kolektif çalışıp anonim kalkınması lâzım. Şu dönemde 1 milyon 100 bin üyeyi temsil eden TOBB'a çok önemli görev düşüyor. Hükümete proje üretmesi lâzım bir kere. Ayrıca, AB kriterleri hakkında sanayici ve iş adamlarını aydınlatan, eski gelenekleri terk etmeleri için onları yönlendiren faaliyetlerde de bulunması lâzım. Bilhassa Anadolu arslanlarının bilgilendirilmesi ve motive edilmesi gerekiyor. Anadolu'nun sesini duyurmanın yanı sıra, onları enforme eden yayınların da devreye sokulması gerekiyor. Öncelikle birbirinden haberdar edilip sonra da yakalanan o sinerji ile AB'ye odaklanmalarını temin etmek lâzım. Bunun için devreye sokulan bazı televizyon programlarının çok faydalı olacağı kanaatindeyim. Bölge ve şehirlerin ekonomik potansiyeli bile daha doğru dürüst bilinmiyor. Turizm kapasiteleri hakkında kimsenin bilgisi yok. Sermaye yapıları ise hiç bilinmiyor. Vakit geçirmeden hepsinin envanteri çıkarılmalı. Şart bu. MI ACABA?!. Eşine tokat atan simitçi 462 milyon lira ağır para cezasına çarptırılmış... Kadın tokat attığında da ceza aynı mı acaba? * Altı patates, üstü domates bitki üretilmiş... Altı kaval üstü şişane insan tipinin bitki versiyonu bu zahir! * Türkiye, işsizlikte dünya dördüncüsü olmuş... 'Başarısız' diyenlerin kulağı çınlasın! * Beckham'ın penaltı kaçırdığı top satılıyormuş... Iskalamak prim yapıyorsa; Türkiye kesin zengin olur! * Derviş yandaşları atağa geçmiş... Birlikte ihraç olmak içindir!