Kişi başına düşen milli gelirdeki değişmeler, toplum yapısındaki gelişmeleri takip edenler için çok önemli bir göstergedir. GSMH'dan bin dolar pay alan ülke fertlerinin isteği, ekmek ile sınırlı kalıyor mesela; daha ilerisi yok onlar için. "Ah bir bisikletim olsa" hayalini ancak bu rakam bin 500 dolara çıktığı an kurabiliyorlar. Bin 500 ile 3 bin dolar arasında ise vurgu motosiklete oluyor. Kişi başına düşen GSMH 3 bin doların üstüne çıktığında ise fertlerin talepleri birdenbire çeşitleniyor ve tüketiciler temel tüketim ürünlerine istek duymaya başlıyorlar. Buzdolabı, renkli televizyon ve düşük maliyetli otomobil talebinin hızlı artış gösterdiği dönemlerdir bu dönemler. 5 bin dolar eşiğinde ise durum bir kere daha değişiyor. Global ekonomik sistemin bir parçası olma arzusu geliyor gündeme. Hele bir de 10 bin dolar düzeyine gelmeye görsün. Toplumun, başarının sembolü olan OECD'ye katılma arzusu zirve yapıyor bu kez de. 5 bin ile 10 bin arası ise Olimpiyat Oyunları ve Habitat gibi büyük organizasyonlara ev sahipliği yapma isteğinin depreştiği dönemlerdir. GSMH'daki büyüme toplumun hayat tarzında değişime neden olmakla kalmıyor, aynı zamanda ülkeyi yönetenlere de ciddi sorumluluklar yüklüyor tabii. 3 bin dolar eşiğine gelindiğinde içme suyu, elektrik enerjisi, iletişim ve finans gibi altyapıların inşa edilmiş olması gerekiyor. Hele, 5 bin dolar seviyesine gelindiğinde, global ekonomiye entegre olma ihtiyacı kaçınılmaz hale geliyor. İşte tam da bu dönemde iletişim ağlarının ülkeyi sarmış, para ve bankacılık sektörlerinin talebe cevap verir bir pozisyonda bekler olması lazım. Dolayısıyla, 5 bin dolar eşiği önemli bir eşik olarak çıkmaktadır ülkelerin karşısına. Bazı ülkeler, iktidarlarının basiretli yönetimleri sayesinde bu eşiği rahat atlamış ve vakit kaybetmeden 10 bin dolar eşiğine sıçramıştır. Bazıları ise vizyonsuz yöneticilerden dolayı patinaj yapıp durmuştur o 5 bin dolar eşiğinde. Otoyol, enerji, iletişim, banka gibi ekonominin olmazsa olmazları lazım olduğunda bulunmazsa vay o ülkenin haline ki vay. Değil yatırım yapmak, mevcut para dahi çıkar gider o ülkeden. Enerji yoksa buzdolabının, yol yoksa otomobilin, marina yoksa yatın ne kıymeti olur ki?!. Alınan pay 10 bin doların üstüne çıktığında ise fertlerde çevre ve demokrasi şuuru da gelişmiş oluyor ki, yöneticilerin iyiden iyiye zorlandığı dönemdir bu dönemler. Kıssadan hisse: 15-20 sene sonrasını görüp ona uygun strateji geliştiremeyen iktidarlar, ülkenin geleceğini karartan iktidarlardır.