Türk hekiminin başarısı

Türkiye sağlık ve eğitim alanında iddialı hâle geldi. Bölgenin merkezi oldu her şeyden önce. Üniversitelerimizde eğitim gören komşu ülke gençlerinin sayısı gün geçtikçe artıyor. Hastanelerimize gelen hasta sayısı da arttı. Bu durum komşularla sosyal ilişkilerimizi pekiştirdiği gibi önemli bir gelir kapısı da oldu. Geçenlerde Maslak Acıbadem Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Bülent Tıraş ile sohbetimizde gördüm ki, Türkiye bu alanda tahminlerin fevkinde bir yere gelmiş. Sayısız avantaj sunuyor, nasıl gelmesin? Ucuz bir kere. Avrupa'da 5-6 bin auroyu buluyor tüp bebek uygulaması. Amerika'da 15-20 bin dolar. Türkiye'de ise 2 bin 300 dolar. Azerbaycan'dan dahi yarı yarıya ucuz. Ayrıca, Batı'da hangi teknoloji varsa Türkiye'de de var aynısı. Hakeza hekimler. Türk hekimleri oldukça başarılı ve teknolojinin en alasını kullanıyorlar Türkiye'deki tüp bebek merkezlerinde. Dolayısıyla Amerikalı ya da Avrupalı hasta güle oynaya geliyor Türkiye'ye. Gebelik oranında sağlanan performans da yüksek. Mesela Acıbadem Tıp Merkezi'nde yüzde 55. Ki, dünyanın en ileri merkezlerindeki başarı oranı bu. İki hastadan biri gebe kalıyor yani. Bülent Tıraş "Rusya, Ukrayna, Suudi Arabistan, Libya, Suriye gibi ülkelerden ve Balkanlar'dan, Türk cumhuriyetlerinden gelen var" dedi ve yaşadıkları bir olayı anlattı. "Bulgaristan'dan bir hasta gelmişti. Gebe oldu. Şimdi peş peşe hasta geliyor Bulgaristan'dan." Prof. Tıraş mütevazı insan, kendi başarılarından söz etmekten pek hoşlanmaz ama hem tecrübe, hem bilgi ve hem de dünyadaki gelişmeleri takip etme hususunda hep önde oldu. Maslak Acı Badem Tıp Merkezi bugün Türkiye'nin önde gelen tüp bebek merkezlerinden biri olmuşsa Prof. Tıraş'ın katkısıyla oldu. O geldiğinde ayda 20-30 tüp bebek uygulaması yapılıyordu, şimdi 170-180'i bulmuş bu sayı. Türkiye tüp bebek konusunda dünya sıralamasında Belçika, İsrail, Almanya ve Fransa'dan sonra beşinci sırada. Bölgenin sağlık merkezi olması boşuna değil yani. Devletin sağlık ve eğitim sektörlerinde devreye soktuğu yeni teşviklerle daha da hızlandıracağı kesin bu büyümeyi. Bu seviyeye gelmesinde teşviklerin önemli rolü oldu tabii. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 2005 yılında tüp bebek uygulamasına katkı vermeye başladı. O gün yılda 15 bin civarında tüp bebek uygulaması yapılırken, bugün destekler sayesinde 35-40 binleri buldu bu rakam. Ki, her sene 150 bin civarında tüp bebek talebi var. Bütün dünyada böyle bu. Kötü beslenme, stres, çevre kirliliği, gıdalarla birlikte alınan ağır metaller yumurta ve sperm zayıflığına neden oluyor. Dolayısıyla tüp bebek talebi artıyor. Devlet, özel sektör ve işin ehli kişiler bir araya gelince çok güzel şeyler oluyor. Dediğim gibi eğitim ve sağlık alanında sağlanan başarı, bunun en canlı örneği. Bu örneklerin arttırılması lazım. Türkiye'nin "sen-ben kavgası"nı terk edip ilmî çalışmalara yoğunlaşması şart.