Türkiye hangi tuzağa düştü?

A -
A +

Türkiye haritasını önünüze alın lütfen ve Zonguldak ile Hatay arasına bir çizgi çizin. Bu çizginin doğu tarafı fakir, batı tarafı zengin. Türkiye'yi bir çizgi anlatıyor yani. De... bunun sebep ve sonuçları bir kitaba sığmayacak kadar fazla. Sığmamış da zaten. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (Türkonfed), Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Yeldan'a bir rapor hazırlatmış. "Orta Gelir Tuzağından Çıkış: Hangi Türkiye?" başlığıyla çıkan bu raporun içinde öyle önemli bilgiler var ki, anlatamam. Önümüzdeki günlerde fazlasıyla tartışılacağını düşünüyorum bu raporun içindeki verilerin. Türkiye'nin ekonomik büyümesi sermaye odaklı oldu. Sermayenin payı yüzde 58, emeğin payı yüzde 23, toplam verimlilik faktörü payı ise yüzde 19. Geriye dönüp bakıldığında Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da sermayenin barınmadığı görülüyor. Hep Batı'ya gelmiş. Bunun birçok nedeni var tabii de gerçek nedeni tek; Doğu'ya yatırım yapılmamış. Yapan da "göç" niyetiyle yapmış ve o da bir müddet sonra tasını tarağını toplayıp Batı'ya yerleşmiş zaten. Dolayısıyla Doğu Batı'ya hep ucuz sermaye, ucuz emek ve ucuz hammadde deposu görevi yapmış. Dünya standartlarına göre konuşmak lazım gelirse kişi başına düşen gelir 17 bin dolar ve üzeri ise o bölgenin "üst gelir", 7 bin dolar ise "orta gelir" seviyesinde olduğunu gösteriyor. Bu hesaplamaya göre Türkiye orta gelir seviyesinde bir ülke. İşin en enteresan tarafı ise şu: Japonya, Çin, Malezya, Kore gibi ülkeler "orta gelir" tuzağına düşmedi. Onlar 15-20 senede çıkmışken, Türkiye 50 sene oldu çıkamadı! Tuzağa yakalandı yani! Prof. Dr. Erinç Yeldan ve arkadaşlarının hazırladığı rapor işte Türkiye'nin bu tuzağa düşme nedenlerini ve çıkış yollarını göstermesi bakımından çok önemli. Dünya tarım, sanayi ve teknoloji çağı süreçlerini geçti. Şimdi de bilgi çağını yaşıyor. Türkiye sanayi döneminden itibaren büyümede zorlanmaya başladı maalesef. Hele teknoloji ve bilgi çağında hepten zorlandı. İnsan kaynaklarını doğru değerlendirip katma değeri yüksek mal üretmeyi beceremedi bir türlü. Burada eğitimin de önemli rolü oldu tabii. Kore'de ortalama eğitim süresi 14 sene iken, Türkiye'de 7 sene. İki katı yani. Bir de eğitimdeki kaliteyi bunun üstüne koyunca, ara açılıyor ister istemez. Türkiye'nin üst seviye gelire ulaşan tek bir ili var; İstanbul. İstanbul'un hemen peşinden İzmir, Ankara, Bursa gibi iller geliyor ve bu iller; orta gelir tuzağına düşmemiş iller. Adana, Mersin, Antalya gibi iller ise henüz bu riskten çıkamadı. Bir de Hatay, Erzurum, Erzincan, Şanlıurfa gibi "orta-düşük gelir" seviyesinden çıkamayan iller var ki, onların durumu hepten vahim. Başta da söylediğim gibi Türkiye'nin doğusunda kalan illerin durumu gerçekten içler acısı. Hemen her ülkede bölgeler arası kalkınmışlık farkı var ama Türkiye'deki kadar ağır değil hiçbirisi. Bazı iller arasında 7-8 katı bulan farklar olduğu görülüyor ki, her türlü sosyal ve siyasi problemi içinde barındırıyor bu durum. Son söz: Rapor hazırlamak elbette ki önemli ama daha önemlisi bu rapordaki verileri dikkate alıp planlama yapacak politikaların üretilmesi. Bakalım "bu rapor ne diyor" diye alıp inceleyen olacak mı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.