Dövizin var derdin var!.. Avrupa'daki referandumlar sonucu sandıktan 'hayır' çıkmasıyla birlikte en büyük darbeyi döviz yedi. Euro yere serildi, zaten yerde sürünen dolar ise hepten taban yaptı. Tasarrufunu dolar ve euro'da tutanlar ne yapsın şimdi? Bir de ihracatçılar var tabii. Onlar da perişan. Dolar kuru 1.4 YTL iken ihracat yapan bir sanayici mal bedelini 1.33'ten bozduruyor ve kurdan dolayı zarar ediyor. İhracattan kazandığı 7 kuruş uçup gidiyor. Belki, zarar da ediyor. Çünkü, ihracat çok kârlı bir kalem olmaktan çıkalı seneler oldu. 1-2 cent kârla ihracat yapan firma sayısı tahminlerin çok üstünde!.. Merkez Bankası (MB) dövize acil müdahale ediyor ama yine de kapanmıyor bu zarar!.. Merkez Bankası'nın müdahalesi 1.33'ten 1.36'ya ancak yükseltti dolar kurunu. Ya Euro? O hepten bir felaket. Geçen hafta yüzde 8'lik kayıpla 1.65 YTL'ye geriledi. Müdahale onu ancak 1.67 YTL'ye kadar yükseltebildi. Bankacıların tahminine göre Merkez Bankası 1.7 milyar dolar satın aldı. Borsa'da birazcık kıpırdanma oldu. İMKB-100 endeksi 26 bin puana yükseldi ama daha fazla çıkması imkansız gibi görünüyor. Hayır oyları, zaten dirençsiz olan Euro'yu tartışma konusu yaptı. Ardından panik yaşandı tabii. Almanlar, bırakıversen mark'a dönüş yapmayı bile düşünüyor. Avrupa Merkez Bankası Yönetim Konseyi Üyesi Guy Quaden Euro'nun referandumdan büyük darbe aldığını ancak Euro sisteminin dağılması ihtimaliyle ilgili tartışmaları gülünç bulduğunu söyledi. Avrupa Birliği düşüncesi elbetteki rafa kalkacak değil ama para birliğini henüz kuramamış, siyasi birliği gerçekleştirme konusunda ise başı hâlâ ağrıyan Avrupa'nın önünde birçok engellerin olduğu su götürmez bir gerçek. 16 Haziran'da bir araya gelecek olan liderler bu konuyu görüşüp, kamuoyunun tavrına göre nasıl bir strateji takip edeceklerini konuşacaklar. Bütün bunlar gösteriyor ki, Avrupa'daki sosyal tepkiler para ve siyasi politikalarda birçok dalgalanmalara sebep olacak. Türkiye ne yapmalı? Türkiye bir taraftan döviz-faiz ve borsa sarmalından çıkmaya çalışırken, bir taraftan da bu üçlü enstrümanı daha verimli kullanma kabiliyetini elde etmeli. İhracat yapan firmaların ne zaman döviz pozisyonu almaları, ne zaman YTL'ye geçmeleri gerektiği hususuna daha fazla kafa yormaları gerekiyor. Şayet bunu kendi imkanlarıyla yapamıyorlarsa kurumsal destek almaları ve portföy yönetim şirketleriyle daha fazla iş birliği yapmaları gerekiyor. İhracattan zarar edenin, ihracattan elde ettiği dövizi doğru değerlendirerek bu zararı telafi etmesi mümkün. Yeter ki, doğru zamanda doğru yerde dursun!..