Başlıktaki sorunun cevabı çok basit aslında. Türkiye'nin global bakmayı öğrenmesi lazım. Vizyon meselesi yani. Finansta başardı mesela. IMF ve Dünya Bankası'nın baskısıyla da olsa yaptı bunu. Hem hukuki altyapıyı kurdu, hem de bütçe disiplinine uymayı öğrendi. De... reel sektör için kafa yoran hiç olmadı. Hakeza hizmet sektörü; onun için de öyle; sanki yok farz edildi bu sektör. Halbuki, müthiş bir potansiyel var Türkiye'nin önünde. Azıcık ilgilense, etrafına biraz baksa, fırsatları görecek ama kafasını bir türlü çıkarmıyor kumdan!.. Başka dünyalarla ilgilenme diye bir tasası yok bu ülkenin çünkü. Dünyada enerji başta olmak üzere ham madde fiyatları artıyor. Geri dönüşü olmayan bir yükselişle artıyor hem de. Bu da sanayinin girdi maliyetlerinin artacağı anlamına geliyor tabii. Batı ülkelerinin nüfusu bir taraftan azalıyor, bir taraftan da yaşlanıyor. Her şeyden önce istihdam açığı demektir bu. Ayrıca, tüketim de düşüyor batıda. Eeee, oradaki işletmeler ne yapıyor bu durum karşısında? Tesislerini başka ülkelere taşıyorlar. Ki, Türkiye onlar için en cazip ülke. Türkiye'nin kayıt dışı problemi olmasa, bir de istikrar yapısı sürdürebilir hale gelse, batılı firmalar Türkiye'de üslenecek ama olmuyor bir türlü. Batılı şirketler bir şey daha yapıyorlar. İşletmelerini "Organizatör Firma" haline getiriyorlar. Çeşitli ülkelerden satın aldıkları veya o ülkelere ürettikleri malları, başka ülkelere satıyor bu organizatör firmalar. Bu da lojistik hizmetlerini öne çıkarıyor. Türkiye, neden önceliği lojistik olan bir ülke olmasın? Sermaye yer değiştiriyor da finansman değiştirmiyor mu? Para da yeni yerlere akıyor. Batılı bankalar bugün birer ikişer Türkiye'ye geliyorsa, sebebi budur bunun. Daha da gelir. Yeter ki, Türkiye'de istikrar olduğunu görüp anlasınlar. Bu geliş sadece para ve işletme şeklinde olmuyor tabii. İnsanlar da kendilerine yeni yurt arıyorlar. Alman veya İngiliz. Emekli olmuş adam ama aldığı maaş hayatını idame ettirmeye yetmiyor kendi memleketinde. Halbuki, Türkiye gibi ülkelerde ayaklarını uzatıp müreffeh bir hayat sürebilir. Böyle bir imkan var. Adam kalkıp başka ülkelere gidiyor. Gittiği ülkenin sağlık turizmine katkısı var bir kere. Ayrıca, dolgun maaşını orada harcadığı için manavdan kasaba, bakkaldan emlakçıya herkes faydalanıyor ondan. Türkiye'nin yapması gereken ne peki? Geleceğini doğru okuması lazım evvel emirde. Okumalı ki, geleceğini planlasın ve stratejik sektörlerinin ne olduğunu tespit etsin. Eğitim, sağlık, lojistik bunların en başta geleni. Hele bir de buna destinasyon turizmini ilave etsin, Türkiye uçar. Bunları yapsa Türkiye'nin ne enflasyon diye bir derdi kalır, ne cari açık ama Türkiye vizyonsuzluk gibi bir hastalığa düçar olmuş, kurtulamıyor bir türlü.