Türkiye nereye gidiyor?

A -
A +

Türkiye, genelde iyi gidiyor gitmesine ama bazı kırılma noktaları da yok değil; var! Ekonomi, sosyal yapı, siyaset ve dış politikaya şöyle bir bakalım isterseniz. Ekonomi mesela. Türkiye ekonomisi cari açığa endeksli hale geldi. Ocak ayı cari işlemler hesabı açığı 6 milyar dolar olarak açıklandı. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan "4 milyar dolar olur" tahmininde bulunmuştu. Ki, yanılma payı yüzde 50! Yanılan sadece Çağlayan olsaydı "eh" deyip geçilirdi, ne de olsa siyasetçi! Ama piyasa da yanıldı. Piyasanın cari açık beklentisi 5-5.5 aralığındaydı çünkü. Açıklamanın yapıldığı 12 Mart günü dolar 1.80'e çıktı. 26 Ocaktan bu yana ilk defa bu seviyeyi gördü. Endişe verici bir durum. Faiz de kıpırdadı ve 9.17 seviyesine çıktı. Ulusal İMKB 100 Endeksi ise 58 bine indi. Ekonomide yol çatallaşıyor. Cari açık problemine çare bulup mevcut büyümesine devam edeceği hususunda bir yumuşama vardı, bu rakamla kayboldu o umut. İkinci yol olan küçülme yolunu tercih edecek Türkiye. Piyasada cari açığın azalacağı umudu yerini "cari açık milli gelire oranı 2011'deki yüzde 10'luk rekor seviyesinin üstüne çıkacağı" endişesine bıraktı. Dış politika daha da kritik. Türkiye ve çevresi son 100 senenin en yoğun gündemini yaşıyor ve dünya Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafya yeniden şekilleniyor. Arap Baharı ile birlikte Orta Doğu ve Kuzey Afrika?yeniden?yapılandı,?yapılanıyor. Suriye?ve?İran?meselesi?ise?henüz çözülmedi. Dünyanın gözü bu iki ülkede.?Türkiye?de?aktif rol aldı bu değişim?sürecinde.?Alınması?gereken bir roldü bu. Başını kuma gömemezdi. Bölge halkı Türkiye'ye güven duyuyor.?Başı?ağrıyan?Türkiye'ye koşuyor. Bu gelişmeler çok önemli gelişmeler. Sular durulduğunda da Türkiye'ye ihtiyacı var komşuların. Yatırımda, ticarette ve hatta petrol kuyularının?işletilmesinde?iş birliğine gitme?imkânları?birer?alternatif?olarak duruyor?orta?yerde.?Türkiye?doğru yolda yani. Ah keşke Türkiye siyasette de doğru yolda olsaydı! Zıvanadan çıktı. Seviye düştü maalesef. Siyaset "muhafazakâr" -?"laik" çatışmasına dö-nüştü yine. Siyasetçinin bu kısır döngüye?çakılıp?kalması, toplumu da geriyor?ister istemez. Bir taraf "din devleti kurmaya niyetli" diye görülüyor. Diğer taraf ise "dindarlara yaşama hakkı tanımayan güç" olarak algılanıyor.?Bu görüşün her ikisi de yanlış. Yok böyle bir şey ama siyasetçi yeni fikirler?üretemediği?için?kolaycılığa kaçıyor ve kaşıdıkça kaşıyor bu meseleyi. Hem de Anayasa'nın yeniden yazılacağı bir dönemde. Bütün bunlar olurken toplum durduğu yerde duracak değildi herhalde. Toplum da kaynıyor. Uçlara kaymalar hızlandı. Halbuki en başta Anayasa olmak üzere her türlü yenilik; toplumu merkezde toplamak ve kardeşçe yaşamalarını sağlamak için yapılmıyor muydu? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Tek teselli verici husus belki de AK Parti'nin aklıselimden fazla ayrılmaması. Ekonomide yaşanan gelişmeleri de sosyal değişimleri de toplumla paylaşma basireti gösteriyor. Bu da yatırımcının gereksiz risk almasını önlediği gibi, toplumun sağduyuyu terk etmemesini sağlıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.