Türkiye ve komşuları

A -
A +
Azerbaycan ile Libya arasına, Suudi Arabistan'dan geçecek şekilde bir yay çizin ve bakın: Dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz rezervinin bu hilal içinde kaldığını göreceksiniz. Dünya devlerinin ağzını sulandıran, iştahını kabartan bir görüntü bu. Nasıl sulandırmasın ki? Neresinden bakarsan bak; 100 trilyon dolarlık bir servet yatıyor bölgede.
Avrupa, Amerika, Rusya, Çin... hepsi de "aç kurt" gibi etrafında dönüp duruyor bu zenginliğin. Kontrol et ve yut! 50 senelik bir süre lazım onlara. Rezervin ömrü en fazla o kadar çünkü.
100 sene önce Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Yemen, Irak, Suriye, Ürdün, Mısır, Filistin, Fas, Tunus, Cezayir ve Libya diye bir ülke yoktu. Hepsi Osmanlı toprağıydı. İngiliz siyaseti Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkmak için o topraklar üzerinde yaşayan aşiretleri Osmanlı'ya karşı ayaklandırdı ve devlet kurmalarına yardım etti. Adı devlet; hepsi İngiliz ya da Fransız sömürgesi oldu ve senelerce sömürüldü bu ülkeler.
Arap Baharı genel manada; Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülke halklarının demokrasiye kavuşması anlamına geliyor değil mi? Arap halkının özgürlük mücadelesi. Analize muhtaç bir durum. "Arap Baharı" diye başlayan bu hareket Batılı güçlerin sahnelediği bir oyun da olabilir!
Arapların özgürlük mücadelesi olsa bir stratejisi olurdu. Hani? Sokağa dökülüp bağırıp çağırmayla, birbirini öldürmekle demokrasi gelmez ki? Demokrasiden önce para lazım. Aç insanın aklına bile düşmez demokrasi! Arap milletinin aklına nasıl düştü peki? Batılı güçlerin zorlamasıyla olmasın sakın?
Arap ülkeleri 100 senedir âdeta birer sömürge ülkesi muamelesi gördü. Petrolünü, madenini ve doğalgazını Batılı işledi. Halkı perişan. Açlık ve sefalet diz boyu.
Sokakta eylem yapan insanlar her ne kadar "demokrasi" diyorsa da özünde  "ekmeği" kastediyor. Ona o lazım çünkü. Batılı güçler Arap halkına "demokrasi"yi gösterdi ama  kendisi "ekmeğe" saldırdı; yani petrole.
Bir de Türkiye var. Komşularında yaşanan bu hareket karşısında başını kuma mı gömsün, yoksa müdahale mi etsin? Enerji hatlarının hemen hepsi Türkiye'den geçiyor. Sadece bu husus dahi Türkiye'nin müdahalesini gerektiren bir durum. Kaldı ki, Türkiye ile komşuları arasında din, kan ve sosyal bağlar var. Ayrıca Türkiye sanayileşmeden tutun da demokratikleşmeye kadar birçok konuda Arap ülkelerinden kat be kat önde. Onlara rehberlik edecek  bilgi ve birikime sahip.
Türkiye'nin komşularıyla yakınlaşmasında  hem Türkiye'nin, hem de komşularının menfaati var yani. Bunu istemeyenler olacaktır mutlaka. Mani olmak için çeşitli hile ve oyuna başvurmaları da muhtemel. Irk ve mezhep ayrılıklarını kullanıp Türkiye'nin komşuları ile arasını açmak isteyenlere karşı hem siyasetçilerin, hem de toplumun uyanık ve duyarlı olması lazım.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.