Türkiye'nin en kırılgan yeri

A -
A +

Geçmiş makalelerimin birinde şirketlerin asli işlerine odaklandıklarına dikkat çekmiş ve dolayısıyla da yemek, güvenlik, personel taşımacılığı gibi destek hizmetleri dışarıdan satın almaya başladıklarını vurgulamıştım. Bunların bir diğeri de temizlik hizmeti. Türkiye'de 700 bin kişinin temizlik sektöründe çalıştığı tahmin ediliyor ki, neresinden bakarsanız bakın, büyük bir sektör. Temizlik sektörü de diğer hizmet sektörleri gibi hızla büyüyor. Da... bu büyüme sağlıklı mı acaba? Merakım beni, Temizlik ve Servis Hizmetleri İşadamları Derneği (TESHİAD) Başkanı Cevat Turan ile oturup bu meseleyi konuşmaya sevk etti. Konuştum da. Turan'ın anlattıklarını dinlerken hem sevindim, hem üzüldüm. Sevindim, çünkü; çok güzel gelişmeler var sektörde. Yatay binaları nasıl temizliyorlarsa dikey binalar da hiç zorlanmadan aynı titizlikle pırıl pırıl yapılabiliyor. O hüner var yani. Ayrıca, teknoloji de. Öyle ya, teknoloji olmasa temizlenir mi o gökdelenler? Bu taraftan bakınca sektörün işi tıkırında görülüyor. Bir sektör böyle hızlı büyür de kargaşa olmaz mı? Hele bu ülke Türkiye ise? Elbette ki, var; hem de tahminlerin fevkinde var! Üzücü yeri burası işte. Bilgisayar, yazılım, lojistik, ulaştırma, yemek, temizlik ve güvenlik gibi işlerden meydana gelen hizmet sektörü; Türkiye için çok önemli. Önemli çünkü, önümüzdeki senelerde Türkiye kalkarsa bu sektörler sayesinde şaha kalkacaktır. Dolayısıyla bu sektörlere gözünün içi gibi bakması lazım. El birliğiyle çözüm İyi, peki de nasıl olacak bu? Bu sektörlerin hemen hepsi şu an en kırılgan dönemlerini yaşıyorlar. İşletmelerin asli işlerine odaklandıkları doğru ama bunun altında bir başka gerçek daha yatıyor: Maliyet!.. İşletmeler destek hizmetlerden keyfine kurtulmuyorlar; bunu hatırdan çıkarmamak lazım bir kere. Kendilerine ağır yük getirdiğini düşündükleri için istiyorlar bu yemek, temizlik, güvenlik gibi hizmetlerden kurtulmayı. Hizmet sektörünün yumuşak karnı burası. Her birisi "Yemek daha ucuz olmaz mı?" veya "Nihayetinde temizlik! Bu kadar da para istenmez ki!" yahut da "Bekçiliğin nesi var ki, bu kadar para istiyorsun?" gibi sızlanmalarla karşılaşıyor ve kıran kırana pazarlıklar yapılıyor bu işler için. Kayıt dışı, rekabet ve eğitimsizlik de tuzu biberi oluyor tabii bu çarpıklığın. Şayet Maliye, Çalışma, Milli Eğitim ve hatta Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bu meseleyi gereken ilgiyi göstermekte gecikirse; vay ki vay! Birkaç sene sonra kangren haline gelir bu sektörlerin hepsi de. Burada yapılacak olan şey; meselenin bir bütün halinde ele alınmasıdır. Sadece kayıt dışına odaklanır ve Maliye'nin tedbir almasıyla bu işin çözüleceği düşünülürse; bu, olayı daha vahimleştirmekten öte bir anlam ifade etmez. Eğitim, vergi, sosyal güvenlik ve meslek ahlakı... hepsinin birden planlanması ve ona göre stratejilerin geliştirilmesi gerekiyor. Evvel emirde bütün hizmetlerin bir standardı olması şarta bağlanmalı. Fiyatı da tabii. Ucuz etin yahnisi yavan olur. Kabul etmek lazım ki, bu hizmetleri satın alan firma sahiplerinin veya yöneticilerinin; bazen çalışanlarının sağlığını unuttuğu veya onların enerjiye ihtiyaç duyduklarını göz ardı ettikleri inkâr edilemez bir gerçek. Onların ucuzluk konusundaki ısrarlarına bir şekilde gem vurmak gerekiyor. "Kör satıcının kör alıcısı olur" misali, "Ucuz hizmet" isteyen patronun karşısına da "ucuz hizmet satan taşeronu" çıkıyor maalesef! Buna mani olmak lazım. Yoksa, sektör yozlaşır ve içinden çıkılmaz bir hal alır. Eğitim hususu çok önemli. Sektörde çalışanların mutlaka eğitimden geçirilmesi ve sertifikalı hale getirilmeleri gerekiyor. Yoksa, merdiven altı işletmeler çoğalır ve sokaktan geçeni kolundan tutup iş başı yaptırırlar ki, ayıkla pirincin taşını!.. Bu sektörlerin vergi ve sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınması şart. Eğitimle verimli hale getirilmesi de tabii. Şayet bunlar yapılırsa; Türkiye, önümüzdeki senelerde Avrupa başta olmak üzere dünyanın dört bir bucağına hizmet ihraç etmeye başlar ki, yeme de yanında yat! Bundan 40 sene önce vasıfsız insan ihracıyla bir yere varamadı Türkiye belki ama kalifiye elemana ihtiyaç duyan batıya, onların istediği gibi hizmet ihraç edebilirse; ekonomi ayağa kalkar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.