Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadık Kırbaş, hoşsohbet bir yönetici. Aynı zamanda vizyon sahibi ve de başarılı. Fakat, onu takdir etmemin asıl sebebi bu değil. Ülke meselelerine karşı gösterdiği hassasiyetten ve misyonundan dolayı beğeniyorum onu. Türkiye'de her sene 1.5 milyon öğrenci liseden mezun oluyor ama bu gençlerin ancak 300 bini üniversiteye girebiliyor. Gerisi, kapıdaki küskünler ordusuna katılıyor. Bir de üniversiteyi bitirip iş bulamayanlar var tabii. İkinci küskünler ordusu da onlar! Türkiye'de 30 bin işsiz ziraat mühendisi olduğunu, Sadık Kırbaş'tan öğrendim. Halbuki, ziraat mühendisliği zor bir eğitimdir. O kadar sene çalış, didin, oku; sonra da eli cebinde sokakları arşınla! Plansızlıktan tabii. Sadık Hoca, "Mahkemede katiplik yapan inşaat mühendisi tanıdığım var" deyince tüylerim diken diken oldu. Reva mı bu? Kimse ülkeyi yönetenlere, "Madem, ihtiyacın yok, neden veriyorsun bu eğitimi?" sorusunu sormuyor. Sadık Kırbaş, kendi üniversitesinde, bu küskünler ordusuna asker yetiştirmiyor en azından. Okan Üniversitesi'ne giren bir öğrenci, daha o gün iş âleminin orta yerinde buluyor kendini. Öğrenciler, Okan Holding'e bağlı şirketler başta olmak üzere, piyasada başarı sağlamış firmalara gönderiliyor ve eğitimden geri kalan zamanlarını orada değerlendirmelerine fırsat veriliyor. Eh, ondan sonrası öğrencinin kabiliyetine kalmış. Bu imkanı iyi değerlendirip şirket yöneticilerinin gözüne girerse; neden o da başarılı bir yönetici ve hatta patron olmasın? Hep söylenip de bir türlü gerçekleştirilemeyen üniversite-sanayi iş birliğine örnek bir adımdır bu. Türkiye AB üyeliği yolunda ilerliyor. Müzakere süreci başlamak üzere. Lisan bilen elemana ihtiyaç var. Üniversiteler ise hâlâ İngiliz Dili ve Edebiyatı okutuyor!.. Yahu, bırakın şu İngiliz Edebiyatı'nı. Öğrenciye İngilizce öğretin, Almanca, Fransızca öğretin!.. Olmaz, illa edebiyat! Eh, bu şartlar altında üniversite-sanayi iş birliği olur mu? Sadık Kırbaş çözmüş bu işi. Okan Üniversitesi, Rusça Mütercim-Tercümanlık Bölümü açmış mesela. Öğrenciler şakır şakır Rusça konuşuyorlar. Rusya'ya giden iş adamlarına rehberlik yapıyor, onların müşkülünü çözüyorlar! Aliyül âlâ. Okan Üniversitesi'nde, diğer dil bölümleri de var tabii ama değişim bununla da kalmamış. İş adamlarına yönelik kurs da veriliyor. Üniversitelerin sanayi ile iş birliği fonksiyonunun yanı sıra ülkenin dış politikasında da stratejik bir önemi var aslında. Rahmetli Özal, çoğu Türk cumhuriyetleri'nden olmak üzere komşu ülkelerden öğrenci getirmiş ve Türk üniversitelerinde onların eğitim görmesine ön ayak olmuştu ama başarılı olmadı bu proje. Buradaki başarısızlığın sebebini sorduğum Kırbaş, "Niyet doğruydu ama eylem yanlıştı" dedi ve şunları söyledi: "Bu öğrenciler, ODTÜ, Hacettepe gibi çok kaliteli üniversitelere kaydedildiler ve orada ezildiler. Kazanacağız derken kırık insanlar olarak gönderdik o gençleri." Henüz geç kalınmış değil. Türk üniversitelerinin mutlaka komşu ülke gençlerine kapılarını açması lazım. Bu gençlerin eğitimine katkı vermek demek; yarın onların iş hayatına atıldıklarında Türk dostu olmaları demek ki, büyük bir potansiyeldir bu. > MI ACABA?!. Çalışanlardan 9 yıl boyunca kesilen Konut Edindirme Yardımı Nisan'da ödenecekmiş... 1 Nisan şakası olmasın bu! *** 8 bin 848 metre yüksekliğindeki Everest Dağı, küresel ısınmadan dolayı 1.5 metre kısalmış.... İnsanda da görülmesin bu etki!