Uzanlar bitti mi?

Uzanlar bitti mi? Okuyucularımın sorduğu soru bu. Elde bir mahkeme kararı olmadığı için cevabı yok bu sorunun. Ama oyunun yeni başladığı kesin! Geçmişte devletine güvenen Halit Cıngıllıoğlu, gül gibi bankasını kaybetti. Koca Demirbank, bir gecede battı. 2 milyar doların üstüne soğuk su içen Cıngıllıoğlu, eline tutuşturulan 300 milyon doları ve ceketini alıp gitti. Uzanlar onu yapmadılar tabii. Direniyorlar. Süvari ruhlu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İmarbank'ın ambleminde dörtnala koşan atı görüp heyecanla üzerine atladı. At üstünde rodeo! Kevgire dönmüş bir hukukla olacak iş değildi ama devlet gücüyle yapmaya kalkıştı. Haklı, haksız ayrı; hukuk çok daha ayrı bir mevhum. Hukuksuz yapılan işlerden geriye ya mağdur olmuş 'enayi' bir Cıngıllıoğlu, ya da sisteme kafa tutan 'hırçın' bir Uzan kalır ki, her ikisi de normal değil. 12 Haziran tarihi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın Çukurova ve Kepez şirketlerinin imtiyaz sözleşmelerini iptal ettiği gün. Devletin üzerine geldiğini gören Uzanlar, 'madem öyle gel böyle' deyip tüm sistemi anında içinden çıkılmaz hale getirivermişler. Yazılıp çizilenlerden anlaşılan bu. Bono hariç mevduat açığı 3.4 katrilyon lirayı buluyormuş... Bilgisayar programları battal hale getirilmiş... Kıymetli evrak, bilgi ve belgeleri yetkililere devretmemekte direniyorlarmış... Verdikleri bilgiler de gerçeği saptıran nitelikteymiş... İşlemler kayıtdışıymış... Yurtdışına gönderdikleri parayı ceplerine atıp off-shore mevduatını banka mevduatına çevirmişler. Böylece off-shorzedeleri de korumuş oluyorlar tabii. Bir taşla iki kuş yani.... Topladıkları mevduatı iç etmişler... Hazine Bonosu ve tahvil satıp elde ettikleri parayı hamhum şaralop etmişler!.. Tüm bunları, sanki kaçar gibi değil de hukukun hımbıllığını cümle aleme göstermek ister gibi davranıyorlar. Dalga geçiyorlar adeta!.. Suçlu kim? Kamuoyu baskısıyla açıklama yapan bürokratlar siyasileri suçluyor, siyasiler de aba altından sopa gösterip topu bürokratlara atıyorlar. Kör parmağım gözüne. 303 bin mudi ne olacak şimdi? Türkiye, bu keşmekeşten hiç kurtulmayacak mı? SPK Başkanı Doğan Cansızlar beni aradı. Asla 'üç maymunu' oynamadıklarını söyleyip, bugüne kadar 68 suç duyurusunda bulunduklarını bildirdi. Hakim ve savcıları göreve çağıran Kamu Bankaları Ortak yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sayın ise, "1.5 ay oldu. Uzanlar daha neden tutuklanmıyor" diye hayıflandı. Bu arada bir açıklama da BDDK'dan geldi. "İmar'da olağandışı hareketler daha 12 Haziran'da başladı. Ancak hükümetin kurul üyeleliklerine geç atama yapmasından dolayı olaylar da geç tespit edildi." İmar Bankası'na yeni yönetimin atanması 2 Temmuz'u buluyor. Çukurova operasyonundan tam 20 gün sonra yani. BDDK'nın işaret ettiği süre işte bu süre. Uzanlar, yün yumağıyla oynayan kedi gibi ne varsa hepsini birbirine karıştırırken; aslan bürokratlar, tribünde oturup seyretmişler. 'Biz gerekeni yaptık, suç yargıda.' Siyasetçi ise, suçu bürokrata yüklemeye çalışırken bile, "Soyguna son veriyoruz" diye kasım kasım kasılmayı ihmal etmiyor. Ahlak timsali Cemil Çiçek'in açıklamasına hele bir bakın: Çaresizlik dolu. "Pisliğin arkasında bürokrat da var. Savcılığa bilgi verilmedi!" Çiçek sözünü, 'Faturayı halk ödeyecek' diye bağlamış. Çözüm mü bu? Bu işin bitmesi hukuka bağlı. Aha Amerika. Elektriksiz kalınca, hemen sebebi araştırıp kalıcı çare arıyorlar. Bizde ise döğecek bağcı! Uzanlar suçluysa, cezasını çeksin. Çekmeli de. Ama bütün bunlar hukuki olsun. Ha, Erdoğan'ın atın sırtından düşmeden inmesi de en büyük dileğimiz tabiî. MI ACABA ? Bu yıl bağış vermeden okula kayıt yaptırmak hayalmiş... Olsun, hayal ülkesinde yaşamak bize yeter!  Cumhurbaşkanı Sezer, hükümete tavır alan YÖK üyelerine moral vermiş... Vatandaşa ne zaman verecek bu morali acaba?  AB ülkelerinde kokoreç ve işkembe çorbası yasağı olmadığı ortaya çıkmış... Oh be, nihayet bitti memleketin derdi!