Türkiye garip bir ülke! İfratla tefrit arasında gel-git yaşıyor. Parası var ama bunun çoğu kayıt dışı. Gayrimenkulü var ama o da öyle; kayıt dışı. Hadi malı mülkü geçtik diyelim. İnsanı da kayıt dışı. Haaa, kayıt altına giren ne oldu diye soracak olursanız, anlatayım. İşletmelerin finansmana ihtiyacı olur değil mi? Finansman iki yoldan temin ediliyor. 1) Öz kaynak 2) Borç kaynak. İşletmelerin öz kaynakla iş yapması neredeyse imkânsız. Dönüp dolaşıp borç kaynaklara müracaat ediyor o işletme. Borç kaynak nerede var? Bankada. Banka kredi veren kurum ama ipotek veya teminat olmadan vermiyor krediyi. "İpotek göster, al krediyi." De... işletmenin öyle bir imkânı yok ki. Hayır, yanlış anlamayın. Maddi olarak var tabii de hukuki olarak yok; onu kast ediyorum. Adam milyonlarca dolar değerinde bina yapmış ama ruhsatı yok. Hukuken bir anlam ifade etmiyor yani! Değer kaybını görüyor musunuz? Türkiye'deki gayrimenkulün neredeyse yüzde 70'i kayıt dışı. Ki, bu da o kadar varlığın hiçbir ekonomik değerinin olmadığını gösteriyor. İpotek dahi edemiyor çünkü. Gelelim, "Varlık Barışı"na. Türkiye'de para da kayıt dışı. Hani deveye "boynun niye eğri" demişler de "nerem doğru ki" demiş ya; o misal. Türkiye'nin neresi doğru? Ekonominin yarısı kayıt altında, diğer yarısı dışında. Bir de şöyle bir gerçek var: Kayıt dışında kalırsan rahat edersin. Kayıt altına girersen, bitersin!.. Bütün dünyada nasılsa Türkiye'de de öyle. Yatırımcı olmak gittikçe zorlaşırken, parası cebinde dolaşmak cazip hale geldi. Şu kriz dönemi misal. Farzımuhal adamın cebinde 1 milyar TL var ve 1.4 TL iken dolar aldı. Dolar 1.8 TL olduğunda da sattı. Parası birdenbire 1 milyar 324 milyon TL oluverdi, değil mi? Bir hafta, bilemedin bir ay içinde oldu hem de. Sorarım size, hangi yatırımda var bu kâr? Bu parayla bir de fabrika yatırımı yaptığını düşünün o kişinin. Bırakın bir ayda 324 milyon TL kazanmayı, gelen vurur giden vurur. En başta Maliye tabii. Vergi. Vergi. Vergi!.. Elinde avucunda ne varsa alır yatırımcının. Bir de belediye var ki, düşman başına. Yahu azıcık bekle be. Yok! İlla kene gibi yapışacak adama. Kat parası, temel parası, yol parası... Vatandaş ne yapsın? Parasını alıp götürüyor. İsviçre bankalarına yatırıp hiç olmazsa kafası dinç yatıyor. Bazen adamın yatırım genleri harekete geçiyor. Kredi kullanması lazım. Döviz de ucuz. Gidiyor yabancı bir bankaya, "İsviçre'deki bankada 1 milyar dolarım var" diyor ve onu teminat gösterip kredi alıyor. Ne zaman alıyor bu parayı? Dolar 1.2 TL iken. Şimdi kaç para dolar? 1.8'in üstünde. Şimdi bunun ne avantajı var onu söyleyeyim size? İşletmeci aldığı kredi için ödediği faizi masraf yazıp vergiden düşüyor bir kere. Doları 1.8 TL'den satın aldı ve aradaki farkı da masraf yazdı. Bir de kendi parası var. Dolar durduğu yerde değer kazandı. 1.2 TL iken almıştı, şimdi 1.8 TL. oldu. Çifte kavrulmuş kadayıf yani. Devlet bu adama "Servet Barışı Kanunu çıkardım, paranı getir" diyor. Sorarım size getirir mi? Getirmedi zaten! Bu vergiler varken getirmez de.