Avrupa nüfusu yaşlandı, hâlâ da yaşlanıyor. Hollanda Ekonomi Bakanlığı'nın yaptığı bir araştırma bu sözü bakın nasıl doğruluyor. Hollanda'da önümüzdeki 10 yıl içinde 50 bin işletme kapanma tehlikesiyle karşı karşıya imiş. Sebep; işletmecilerin yaşlanması ve o işletmeyi devam ettirecek çocuklarının olmaması. Hollanda Ekonomi Bakanlığı, bu işletmelerin kapısına kilit vurulmaması için çare arıyor. Bulabildikleri tek formül; bu işletmelerin yabancılara devri. Bu işi kotarabilecek yabancıların başında ise Türkler geliyor. Mersin dönüşü Adana Havalimanı'nda Hollanda-Türk İşadamları Derneği (HOTİAD) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Kaya ile karşılaştım. Hollanda'da 400 bin Türk yaşadığını ve bunların 15 bininin girişimci olduğunu söyledi bana. Bugüne kadar 5 milyar euro'luk bir iş hacmine ulaşmış üstüne üstlük bu iş adamları. HOTİAD işte bu Türk müteşebbislerle Hollanda Ekonomi Bakanlığı'nı bir araya getiriyor ve o 50 bin işletmeyi tekrar ekonomiye kazandırmak için çalışma yapıyorlar. Hollanda 16 milyon nüfusuyla küçük bir örnek aslında. Esas potansiyel, daha doğrusu iş fırsatı Fransa ve Almanya gibi çok nüfuslu ve işletme sayısı fazla olan ülkelerde. Bu ülkelerde Türklere çok iş va çok!.. Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kemal Şahin ile birlikte yediğimiz akşam yemeğinin sohbet konusu yine bu meseleydi. Tıpkı Hollanda gibi Almanya da kapanmakta olan işletmelerinin derdine düşmüş. Onların da tek çaresi var: İşletmeleri Türklere devretmek. Almanlar Türkleşti Avrupa'nın yaşadığı tek problem bu değil tabii. Almanya'da hizmet sektörü oldum olası zayıf mesela. Hizmet, sıcak sunulursa iyidir. Soğuk bir hizmet ise her zaman itici olur ve hüsnükabul görmez. Almanlar, planlamacı millet; katiyetle esnek değiller. Dokuz düşünüp bir karar verirler. Türklerin tam tersi yani. Dolayısıyla, Almanya'da Türklerin hizmet sektöründe şansı her zaman var. Türklerin kıvrak zekası yok onlarda. Pratik düşünemiyorlar. Halbuki, dünya çok hızlı değişiyor ve işler çok süratli yürüyor. "Hele dur, bir düşüneyim" dedin mi yandın!.. Almanlar, eskiden belki de dudak büküp geçtikleri "Türk zekası"na bugün hayranlıkla bakıyorlarsa, sebebi bu işte. Ayrıca, Almanya'da girişimci kıtlığı yaşanıyor. Kemal Şahin, geçen sene ilkini yaptıkları "Ekonomi Kongresi"nde güvenlik ve zaman açısından fazlasıyla engel çıkaran Alman yöneticilerin, bu sene "Wir Türken machen es schon" diyerek; işi kolaylaştırdıklarını söyledi. Cümlenin manası, "Biz Türkler, bu işi bir şekilde yaparız" oluyor ki, bu da; Almanların Türk gibi düşünmeye başladıklarının en büyük delili. Ayrıca, bu özelliği kaptıkları için memnun oldukları da açıkça görülüyor. Kendilerini Türk kabul etmeleri bir yerde Türklere iltifat oluyor çünkü. 26-28 Mayıs tarihleri arasında Berlin'de yapılacak olan "Türk Alman Ekonomi Kongresi"nin iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri arttıracağına dikkat çeken Kemal Şahin, "Bu kongrede KOBİ'lere öncelik vereceğiz" dedi. Alman müteşebbisler yaşlanıyor ve onların işini devam ettirecek ya çocukları yok, ya da çocukları babalarının işini yapmak istemiyorlar. Yüz binlerce iş yeri kapanmak tehlikesiyle karşı karşıya. Birinci önceliği daima ekonomi olan Almanya için bu mesele haliyle en önemli mesele olup çıkıyor. Dış politikasını bile ekonomi üzerine oturtan bir ülke, işletmelerinin kapanmasına müsaade eder mi? Çare arıyorlar tabii. Tek formül bu işletmelerin ülkelerindeki yabancılara devri. Almanya'da hemen her milletten insan var ise de bunların içinde entegrasyonu en iyi sağlamış ve ülke ekonomisine ağırlığını koymuş olanlar Türkler. Dolayısıyla, Almanların Türklere ihtiyacı var. 1960'lı yıllarda bavulunda bir kat çamaşırdan başka bir şeyi bulunmayan Türklerin, bugün bavulları para dolu. Bunun da ayrı bir alternatif olduğunu söylememe gerek yok sanırım.