Karadeniz seyahati esnasında İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş ile sohbet etme fırsatı buldum. Hakkını teslim etmek lazım ki, Yalçıntaş; gecesini gündüzüne katıp koşturuyor. Kâh yabancı sermaye için koşturuyor. Kâh know-how için koşturuyor. Kâh yatırımcı çekmek için koşturuyor. Kâh İTO portföyündeki bilgileri Anadolu ile paylaşmak için koşturuyor ama bir ayağı ABD veya Avrupa'da, bir ayağı Körfez ülkelerinde ha bire koşturuyor. Rize'deki yaptığımız görüşmenin ana konusu California'da yaptığı görüşmelerle ilgiliydi. California malum Silikon Vadisi'nin (Silicon Valley) kurulduğu eyalet. Adını da yarı iletkenlerin üretildiği "silikon" hammaddesinden alıyor. Silikon Vadisi macerası ilk defa Standford Üniversitesi öğrencileri tarafından başlatılıyor. Sene 1950. Öğrencilerin yaptığı araştırmalar sonucu bilgisayar teknolojisine ilk adım atılıyor burada ve arkası çorap söküğü gibi geliyor. Bugün Silikon Vadisi olarak anılan alanda Standford dışında 5 üniversite daha faaliyet gösteriyor ve 100 bine yakın öğrenci bu üniversitelerde bilgisayar ağırlıklı eğitim görüyor. Silikon Vadisi'nde sadece üniversite yok tabii. 3 binden fazla firma yer alıyor ve 10 bine yakın araştırmacı çalışıyor bu firmalarda. Maksat, dünyada meydana gelen yeni akımlara göre üretilen bilgilerin uygulamaya sokulması. Kimse insanı düşünmedi ABD'de ilk kurulan teknopark Silikon Vadisi ise de daha sonra çoğalarak arttı bunların sayısı. Bilim ve teknolojiyi buluşturan teknoparklar ABD ile sınırlı kalmadı tabii. Fransa, Japonya, İngiltere, Almanya gibi teknoloji bakımından önde gelen ülkelerde de kuruldu. İsrail'deki 4 teknopark halen dünya çapında rekabet edebilen ürünler üretiyor. İlkini 1985 yılında kuran Çin ise bugün 100'e yakın teknoparka sahip. Dünyadaki teknopark sayısı bine yaklaştı. Bizde hâlâ yok! Türkiye bu konuda geç kalmanın ezikliğini üzerinden atmanın çabası içinde. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Microsoft'un patronu Bill Gates başta olmak üzere birçok teknoloji firmasının CEO'su ile görüştü, görüşüyor. Bill Gates sırf bu iş için iki defa geldi Türkiye'ye. Türkiye'de gerçekleştirilen "CEO Zirvesi" ve onun ardından Davos'ta yapılan görüşmeler sonunda Intel yatırım sözü verdi Başbakan'ın şahsına.. Murat Yalçıntaş California eyaletinin San Francisco kentine yaptıkları iş gezisini anlatırken öyle bir şey söyledi ki, nutkum tutuldu! AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve ayı zamanda Başbakan Erdoğan'ın AR-GE Danışmanı Reha Denemeç ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi BelBim Genel Müdürü Adnan Şahin ile birlikte giden Yalçıntaş, kendilerinden Türkiye'ye yatırım yapmalarını istediği firma CEO'larından öyle bir cevap almış ki, şaşkına dönmüş. Gerçi, bu ziyaretin ardından Cisco da yatırım kararı almış ama Yalçıntaş'tan duyduğum o dudak uçuklatan sözler hâlâ kulaklarımda çınlıyor: "San Francisco'da 7-8 firma CEO'su ile görüşme yaptık. Gördük ki, hepsi istekli ama kararsız. Nedenini sordum onlara. Bedava arsa mı? Vergi indirimi mi? Ne istiyorsunuz?" "Hiçbiri" demiş adamlar. "Bizi esas düşündüren şey, yetişmiş insan!" Türk sanayicisi ne zaman ağzını açsa, vergilerin yüksek olduğundan yakınır. Enerjinin dünya fiyatlarının üstünde olduğundan dem vurur. Yerden göğe kadar haklılar tabii. Bütün bunlar haksız rekabete sebep oluyor ve Türk sanayicisinin elini kolunu bağlıyor. Ancak, meselenin bir de "Sanayicinin hiç mi suçu yok" tarafı var: İnsan! Türk sanayicisi maalesef hiç mi hiç düşünmedi yetişmiş insan unsurunu!.. Devletten bedava arsa koparmayı ve teşvik almayı bir marifet sayıp gerisini getirmedi. Halbuki elin adamı, "insan" diyor: "Yetişmiş insan!" Demek ki onlar için en önemli unsur kalifiye eleman. Biz Türklerin hiç üzerinde durmadığı konu yani!.. Murat Yalçıntaş ferahlatıcı birkaç şey daha söyledi de yüreğimize su serpti. İstanbul'da iki yer tespit edilmiş. Önümüzdeki günlerde hangisinin teknopark olacağı karara bağlanacakmış. Dünyanın en tanınmış firmaları bu teknoparka gelecekmiş. Çözüm mü? O şirketlerin çeşitli ülkelerdeki firmalarında çalışan Türkleri buraya getirmekte bulunmuş. Ne diyeyim?