Dünyada her sene 250 milyon kişiye cerrahi operasyon yapılıyor. Estetikten organ nakline, katarakttan doğuma kadar her alanda yapılıyor bu ameliyatlar. Çeşidi fazla olduğu gibi parası da fazla. Ortalama asgari 4 bin dolar diyelim. Bir trilyon dolar sadece ameliyata harcanıyor. Bir de alet edevata yapılan yatırım var tabii. Onu da ilave edince devasa bir endüstri çıkıyor karşımıza. İnsanların refah seviyesi arttıkça, sağlığa ayırdıkları bütçe de artıyor. Bire iki oranında artıyor hem de. Ayrıca estetik de önem kazanıyor gün geçtikçe. Ameliyat yeri iz bırakmasın istiyor mesela bıçak altına yatan kişi. Bu da cerrahi müdahalenin vücudun tabii boşluklarından girip öyle yapılmasını gerektiriyor. Robotik cerrahi buna imkân veriyor. Dolayısıyla hızla yaygınlaşıyor. Robot sayesinde tabii boşluklardan girilip ameliyat edilecek olan organa ulaşmak hem daha kolay oluyor, hem de ameliyatı daha dikkatli yapma imkânı buluyor cerrah. Çünkü robotun eli titremiyor ve haliyle dikiş atmak çok daha kolay oluyor. Robotik cerrahi küçük deliklerden girip ameliyatı gerçekleştirme imkânı verdiği gibi üç boyutlu kameralar sayesinde cerrahın ameliyat nokrasını daha net görmesine fırsat tanıyor. Türkiye'de birkaç yıl önce 2 robot vardı. Şimdi bu sayı 14 oldu. Hızla yayılıyor yani. Almanya'da ise 45 hastane var robotik cerrahiye geçen. Hemen belirteyim ki, ister Türk olsun, ister Alman ya da Amerikalı; insanların yüzde 80'i elle yapılan ameliyatı tercih ediyor. Belki alışkanlık, belki metalin soğukluğunun verdiği ürküntü ama talep az. Ve bir de tabii robotik cerrahinin 2 bin euro kadar pahalı olması ve sosyal güvenlik kurumlarının bu farkı ödemeye yanaşmaması da etkiliyor kişilerin elle yapılan ameliyat tercihini. Almanya'da da var aynı problem. Sosyal güvenlik kurumu orada da ödemiyor bu farkı. Fakat birkaç robotik hastane "Ben fark talep etmiyorum" diye çıkmış ortaya ve aynı fiyata ameliyat yapmaya başlamış. Tüm hastalar oraya akmış tabii. Bütün bu konular Antalya'da gerçekleştirilen "Türk-Alman Jinekoloji Kongresi"nde tartışıldı. Bin 500 Türk ve Alman jinekoloğun katıldığı kongrede üzerinde en fazla durulan konulardan biri de ameliyat öncesi alınması gereken tedbirlerdi. 250 milyon ameliyatın yüzde 2-3'ü yanlış kişiye yapılıyor çünkü. Neredeyse 6 milyon kişi yanlış ameliyat yapılıyor demektir bu! TAJEV Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü "Or Ready-Ameliyathane Hazır" projesini Türkiye'nin kabul ettiğini ve bu sistemin doğru uygulanması halinde hataların yarı yarıya azalacağını söyledi. Anesteziden önce hastayla konuşup ameliyat yerini tespit etmek ve isminin dahi teyidini almak lazım. Yoksa, "Ahmet" yerine "Ayşe"yi ameliyat etmek mümkün. Oluyor da zaten!