Yaparsa TOBB yapar

A -
A +

Geçenlerde gittiğim Profilo Telra'nın Çerkezköy Fabrikası'nı gezerken bir daha gördüm ki, sanayi sektörünün istihdama katkısı oldukça sınırlı. Her şey robotlarla ve el değmeden yapılıyor artık. İnsan unsurunun yerini makinenin aldığı apaçık ortada. Ayrıca sanayi çok büyük yatırım istiyor. Peki, milyonlarca işsiz insanı bulunan Türkiye istihdam problemini nasıl çözecek? Tarım ve hizmet sektöründe yapacağı iyileştirmelerle tabii. Ulaştırma, iletişim, eğitim, sağlık, turizm... bu hizmet sektörlerinin hepsi istihdam için çok önemliyse de ben bugün sadece turizmden bahsedeceğim. İşsizlikle mücadelede çok önemli bir alternatif çünkü. Türkiye, öyle veya böyle deniz, kum ve güneş turizminde belli bir mesafe aldı. Ama yetmez. Yetmez, çünkü; bu sektörün sayılamayacak kadar alternatifi var. Akdeniz çanağı hele. Portekiz, İspanya, İtalya, Fransa, Yunanistan bir yanda; Mısır, Fas, Tunus, Cezayir, İsrail diğer yanda... öyle cazip imkanlar sunuyorlar ki, hepsi Türkiye'nin rakibi. Aynı iklim, aynı tabiat şartı. Fakat, dünyada artık sadece kum ve denizle yetinmeyen, gelir ve kültür seviyesi yüksek öyle insanlar var ki, bunlar; geçmiş medeniyetlerin yaşadığı ülkeleri gezip görmek için can atıyorlar. Akın akın seyahat ediyor ve bol para harcıyorlar. Türkiye bu insanlar için kelimenin tam anlamıyla biçilmiş kaftan. Türkiye'nin hiç vakit kaybetmeden kültür, inanç, tarih ve sağlık turizmini devreye sokması lazım. Anadolu toprakları üzerinde sayısız medeniyetler yaşamış ve bu muazzam devletlerin mirası hâlâ burada. Doğu ve Güneydoğu Anadolu mesela. Her bir metrekaresi geçmişin izini taşıyor, tarih ve kültür kokuyor. İhmal edilmiş, hor kullanılmış olmasına rağmen başka emsali olmayan bu bölgelerin her birisi ayrı bir cazibe merkezi. Mersin, Adana, Tarsus, Antakya, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Adıyaman, Van... Bu şehirlerin hepsi eski medeniyetler üzerine kurulu şehirler. Sahip oldukları kale, han, hamam, kervansaray saymakla bitmez. Evleri, sokakları, camileri, kiliseleri ve havraları... her birisi eşi benzeri olmayan birer tarihî eser. Ziyaret de ediliyor buraları ama gelen insan sayısı çok az. Az, çünkü; ne doğru dürüst konaklama yeri var bu tarihi kentlerin, ne de ulaşım imkanı. Tarih ve kültür turizmi sanayi gibi büyük yatırım istemiyor. Zaten binlerce yıl önce yapılmış yapılacağı kadar. Şimdi bütün mesele bu eserleri dünya insanlarının hizmetine sunmak ve onların gelip bu eserleri görmelerini sağlamak! Bunun için önce tarihi mekanların tespiti ve restorasyonu; sonra konaklama, alışveriş ve yeme içme tesislerinin yerleri ve buralara ulaşım sağlanması. Öyle ya raylı sistemin kullanılacağı bölge ayrı; deniz ve kara yolunun tercih edileceği bölge ayrı; hava yoluyla ulaşılacak olan bölge daha ayrı. Karadeniz yaylaları ile geçmiş medeniyetlerin beşiği olan Güneydoğu ve Doğu Anadolu, Akdeniz ve Ege. bu bölgelerin önce kendi içinde organize olması; daha sonra da hepsini birlikte çalıştıran bir sistemin koordinasyonu gerekiyor. Büyük bir proje bu yani. Turizmci, tarih ve kültür uzmanları, arkeologlar ve alışveriş sektörü... hepsinin el ele vermesi gerekiyor. Böyle bir projeyi yapsa yapsa TOBB yapar. Saydığım sektörlerin hepsi bu kurumun çatısı altında çünkü. Hele, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu gibi heyecan sahibi bir müteşebbis kişi varken bu projenin olmamasını düşünemiyorum bile. Ne de olsa her bölgede odası var, koordinasyonu kolay olur. Bu sistemi işletmek için lazım olan finansmanı bulmak problem değil. Birçok fon ve finans kuruluşu koşa koşa gelir bu projeye mali destek vermek için. Yeter ki, proje olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.