Yapmayın beyler, ayıp oluyor

A -
A +

Pes vallahi! Önlerinde onca mesele dururken koskoca adamların uğraştığı şeylere bakın bir hele. Türkiye'ye reva mı bu? Tarama süreci yaşayan Türkiye değil sanki!.. AB müzakereleri kapıya geldi dayandı, kimsenin tındığı yok!.. Tekstil sektörü acil tedbir bekliyor, tasa edeni ara da bulasın!.. Cari işlemler açığı 22.8 milyar dolarla rekor kırdı, Allah'ın bir kulu çare için parmağını oynatmıyor!.. Varsa yoksa popülizm!.. Hükümet, CHP ve onun liderinin İş Bankası hisseleriyle Karun gibi zenginleştiği iddiasıyla yola çıktı, elinde patladı. Ardından bir hışım CHP attı kendini meydana: "Başbakan mal varlığını açıklasın!" O da açıkladı; sonuç? 'Tıs' ellerinde kaldı. Olmadı, Unakıtan getirildi gündeme. Sonuç alamayacaklarını bile bile gensoru önergesi verdiler üst üste: "Kaçak villada oturuyorsun" iddialarına cevap veren Unakıtan, Baykal'ın Angora Evleri'ndeki evinin ruhsatsız olduğunu iddia edip "Benimki kaçak da seninki değil mi?" dedi. Onunla da yetinmeyip "Kamuya terk edilmiş alanı da bahçene kattın. Servetinin altında kalacaksın!" diye dayılandı Baykal'a karşı. Deniz Baykal, daha sonra bahçenin bir bölümünün kamuya ait olduğunu reddetti. "Sahiplenme, alanı duvarla çevirme gibi bir tasarrufumuz olmamıştır, olamaz da. Olan evimizin önündeki, gözümüzün önündeki alanın temiz tutulması çabasından başka bir şey değildi" deyip sıyrıldı bütün bu ithamlardan. Ne oldu, onca zaman ve enerji? Hiç, ne olacak; çamur at izi kalsın!.. Muhalefet etmek bu mu Allah aşkına? AB müzakerelerinin neden tıkandığını söyle, yol göster... cari açık problemini halletmek için döviz kazandırıcı bir proje koy ortaya.. tekstilciye koltuk vereceğini hissettir, hele bir. Ciddi muhalefet yap canımı ye! Hadi diyelim ki, muhalefet eften püften şeylerle uğraşmaktan başka bir şey bilmiyor. İktidara ne oluyor, peki? Sana, "Bırak git" diyen bir iş adamı var mı? "Önümüzde engelsin" diyen bir kuruluş gördün mü? "Bu işi beceremiyorsun, çekil" diyen oldu mu? Yok. Yok. Yok!.. Aksine, herkes "Bu istikrar devam etsin" diye kol kanat geriyor. Ee, her şey sütlimanken, kalkıp "Tencere dibin kara, seninki benden kara" diye "kayıkçı kavgası" yapmanın âlemi ne? Bu memlekette ne Unakıtan'ın evinin ruhsatı var, ne Baykal'ın ne de Başbakan'ın. Hiçbirisi ruhsatlı değil! Ülkenin yüzde 85'i ruhsatsız; tapusu da yok. Böyle bir ülkede 'sen-ben' kavgası yapmakla nereye varılır ki? Maksadınız ne? Milleti yine bir bataklığa sürükleyip kör döğüşü mü yaptıracaksınız? Bir ülkenin siyaset liderleri, iş adamları ve bürokratlarının oturduğu evin ruhsatı yoksa elin oğlu ne der bu manzaraya? Bu görüntü kirliliğini temizlemek varken, birbirini tu kaka etmenin kime ne sağladığını söyler misiniz bana? Rant var tabii. O ranta tamah edildiği için ne doğru dürüst bir şehir planı yapılıyor, ne de ruhsat veriliyor!.. Ayıp. Hem de çok ayıp!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.