Sezonu açtım. Her sene olduğu gibi Antalya Belek'te tabii. Ela Qualty Otel benim vazgeçilmezim, yine orada başlattım sezonu. Rahat ediyorum bir kere. Bedenim de dinleniyor midem de. "Mide" dedim diye diyet yaptığımı falan sanmayın sakın. Yok öyle bir şey. Yediğim yemeğin midemi bozmadığını kastediyorum. Ela'nın yemeklerinin en önemli özelliği o; mideyi bozmuyor. Kullandığı yağdan tutun da baharatına kadar her bir malzemesi kaliteli. Güvenle yiyorum. Gastronomi kültürü oldukça yüksek bir otel Ela. Başaşçı Muzaffer Aydın ve ekibi çok kabiliyetli ve müthiş işler yapıyorlar bu konuda. Bu sene 30'un üzerinde ödül almışlar. Müzelerindeki ödül sayısının 300'e yaklaştığını söyleyeyim de varın siz anlayın mesleklerinde ne kadar mahir olduklarını. Her birisi önemli bu ödüllerin ama birisi hepsinden daha önemli. Almanya'da gerçekleştirilen Dünya Aşçılar Olimpiyatı'nda üçüncülük ödülü almış Muzaffer Aydın ve ekibi.
Türkiye'de turizm sektörü gayet başarılı. Otellerin hemen hepsi yeni ve kaliteli. Verdikleri hizmet de öyle. Birbirinden farkları yok yani. De... ben niye Ela Qualty'de ısrar ediyorum? Onu da anlatayım. Birinci sebebi, alışkanlık. Alıştım oraya. Aile gibi olduk biz. Sezon açılır açılmaz gidiyorum ve çalışanların hemen hepsi aşina; güler yüzle karşılıyorlar beni. Burada şöyle bir incelik daha var, onu da söyleyeyim. Ela Qualty'de kendimi misafir gibi değil de akrabalarımı ziyarete gitmişim gibi hissediyorum. Daha doğrusu gördüğüm ilgi ve alaka o hissi yaşatıyor bana. Bir misafire elbette ki tazim ve hürmet edilir ama ne olursa olsun bir mesafe vardır arada. Ela'da bu yok işte. Gördüğüm ilgi daha bir sıcak, daha bir samimi. Asla yılışma yok ama fazlasıyla candan. Evimde hissediyorum kendimi.
Garson ve komilerin hepsi seçme. Espri kabiliyetleri oldukça yüksek. Şakaları seviyeli. Adı üstünde "hizmet" sektörü. İnsan unsuru ön planda. Müşteri memnuniyetinin zirve yaptığı alan. Ela Qualty'de işte bu memnuniyeti yaşıyorum. Garson arama diye bir derdim olmuyor mesela. Başımı kaldırmaya göreyim, mütebessim bir görevli peydahlayıveriyor yanımda. Siparişi beklemek diye bir durum da olmuyor haa, onu da söyleyeyim. Der demez yerine getiriyorlar talebimi. Bunlar kolay şeyler değil tabii. "marifet iltifata tabidir" sözü meşhurdur. Genç görevlilerin bu kadar mahir olması sebepsiz değil yani. Ela Qualty Genel Koordinatörü Vadi Karatopraklı, "Her sezon yaklaşık bir milyon lira prim dağıtıyoruz" dedi. Kalitenin sırrı bu işte. Ver parayı, al hizmeti.
Eh böyle bir hizmet olur da insan gitmez mi? Gidiyorum tabii. Gidiyor ve dinlenip geliyorum. Ela Qualty'de sessizlikten hoşlananlara da yer var, kalabalığı ve aktiviteyi sevenlere de. Hele yemek konusunda her şey var. Açık büfe sayısız yemeklerle dolu. Alakart menüsü de çok iddialı. Fransız, İtalyan ve Türk mutfağı özel tercihlere cevap veriyor. Hemen belirteyim ki, Osmanlı Restoranı mükemmel. Şerbetinden tatlısına, etli yemeğinden sebzeli yemeğine kadar hepsi harika. Sunumu da tabii...