Yedinci kıta var mı?

Dünyadaki internet kullanıcı sayısı her geçen gün artıyor. Neden? Büyük kolaylık da ondan. Canın köfte yemek istedi, diyelim. Bir "tık"la temin edebiliyorsun artık bu yiyeceği; hem de evinden hiç çıkmadan. Para transferi, borç ödeme, fotoğraf geçme... hepsi ama hepsi problem olmaktan çıktı. Bilgiye ulaşmak da mesele değil artık. Gir internete, dilediğin bilgiyi bul, al... Nüfus cüzdanı örneği veya ikametgah ilmühaberi almak için muhtarın kapısında titremeye de gerek kalmıyor. Bugün değilse bile yarın olacak bu. T.C. kimlik numaranı gir, kafi! SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı gibi sosyal güvenlik bilgileri hakeza. Tıkla gör!.. Yeni bir dünya doğdu internetle birlikte. Kimileri buna "yedinci kıta" diyorlar ki, haksız sayılmaz adamlar. İster istemez alışkanlıklarımız değişiyor. Başka bir deyişle, duygularımız değişiyor; hem de hızlı bir şekilde. Daha dün "Ben internet bankacılığına geçmem arkadaş" diye direnen bir kişiyi ertesi gün internette sörf yaparken görmek kimseyi şaşırtmıyor artık. Bugün dünyada en az bir milyar insan internet kullanıyor. Yarın daha da artacak bu sayı. Belki 3, belki de 5 milyar insan; "o site senin, bu site benim" dolaşacağa benziyor internet denen o sanal âlemde. Hadi, büyük şirketler bu gelişme karşısında şimdiden gerekli tedbirleri alıyorlar, diyelim. Ya küçük ve orta boy işletmelerin durumu ne olacak? Onlar yine sabah kepenk açıp, akşam kapatacaklar mı? Yoksa, işlerini internet üzerinden mi yapacaklar? Perşembenin gelişi çarşambadan belli olurmuş... KOBİ'lerin de aynı yoldan geçeceğini söylemek hiç de zor değil. Kişiler için olduğu kadar firmalar için de çok önemli hizmetler sunuyor internet. Kim ne yapıyor, kim ne satıyor hepsi orada. Siparişini ver ve bekle. Ertesi gün kargo kapına getirsin. Tedarikçi firmalar için de üç aşağı beş yukarı durum bu. Bilginin tamamı radyo dalgaları üzerinden akıyor. Bir laptop ve bir de telefonu olan yakalıyor bu bilgiyi. Olmayan ise havasını alıyor! Bir siteniz olsun Şayet tüketici aradığını internette buluyorsa, firma da müşterisini orada aramalı; değil mi? Pazarlamasını internet üzerinden yapmalı. Bunu yapmak zor mu? Gerekli olduğu kabul edene zor değil. Önemli olan inanmak. İşletmeleri bu konuya inandıracak birçok gelişme var aslında. Tatile çıkan İngilizlerin yüzde 25'i otel rezervasyonlarını internetten yapıyor mesela. Bu basit örnek bile işin hangi boyutlarda olduğunu göstermeye yeter de artar bile. Google, Yahoo, MSN gibi arama motorları çok müthiş. Kim ne arıyorsa o motorlar sayesinde anında bulabiliyor. Dolayısıyla, senin yapacağın; hangi portalda yer alıyorsan, arayanın orada ilk seni bulmasını sağlamak. Ne yapıp edip bunu başarmalısın. Yoksa, müşteriyi rakibinin kapması an meselesi. Saniyelerle yarışıyor insan ve firmalar. Bunu asla ama asla hatırdan çıkarmamak lazım. Şayet, internet portallarında bir site sahibi olmaya ikna olmuşsanız, bu kararınızı global bir dille taçlandırmanızı tavsiye ederim. Buradaki kastım markanızı İngilizce seçmeniz değil; asla değil. İngiliz de, Alman da, Fransız da, hatta Japon ve Çinli de sizin markanızı kolayca telaffuz edebilsin. Demek istediğim o. "Ç" ve "Ş" gibi harfler başka dillerde yok mesela. Buna dikkat etmeniz lazım. "Doğaç" logosunu ne birine okutabilirsiniz, ne de aklında tutan olur o ismi. Bir de kısa olması gerekiyor tabii seçtiğiniz marka veya logonun. İnternette yer almanın bir başka ehemmiyeti daha var; onu da unutmayın sakın. Sizin ürettiğiniz ürünü arayan bir kişi o ürün portalına girdi ve siteler arasında sörf yaparken gözüne sizin isminize çarptı, diyelim. Yüz binlerce dolarlık reklama bedel, değil mi bu? Başkalarının sizin hakkınızda yazdığı yazı ve kanaatlerin, o tüketici üzerinde nasıl bir etki yapacağını düşünebiliyor musunuz? Müthiş! Dolayısıyla, internet âleminde adı geçen bir firma olmak çok önemli. İnternet, hız demek; bunu da hatırdan çıkarmamak lazım. Bir kişi ziyaret ettiği web sitesi veya portaldan istediği bilgiyi o an aldı aldı, alamadı "pat" diye başka siteye dalıverir. 3-5 saniye bile bir ziyaretçi için çok önemli. Bir de erişim ücreti var tabii. Bunun için de planlı bir teşvik programı uygulanmalı ki, ülkemizde hızlı erişim sistemleri yaygınlaşsın.