Yeni anayasa şart oldu

A -
A +

Halkın yarısına yakını "hayır" dedi anayasa değişikliğine! Neden böyle bir bölünmeyle karşı karşıya kalındı acaba? Muhalefet, "Bu Anayasa Erdoğan'ın anayasası" dedi de ondan. Siyasetin karakterinde var bu, birinin "ak" dediğine ötekinin "kara" demesi durumu. Şayet, bu anayasa değişikliğini MHP, ya da CHP teklif etmiş olsaydı; o vakit de AK Parti "hayır" diyecekti. Tersini beklemenin anlamı yok mevcut yapıda. Ancak, bu değişiklik talebi sivil toplum örgütleri (STK) tarafından dillendirilmiş olsaydı ve onların üzerinde mutabakat sağladığı bir anayasa değişikliği iktidara sunulup "al bunu parlamentodan geçir" denseydi; ne iktidarın, ne de muhalefetin bu isteğe "hayır" demesi söz konusu olabilirdi. Hiçbir siyasi örgütün halkın iradesine "hayır" deme lüksü yok çünkü. Belki, ufak tefek itirazlar olurdu ama onlar da düzeltilir ve o anayasa değişirdi. Hem de şimdiki bölünmüşlüğün ve kirlenmelerin hiçbiri yaşanmadan değişirdi. Kim ne derse desin... Türk halkı 12 Eylül Anayasası'ndan razı değil; istemiyor. Anayasanın değiştirilmesi lazım ve yeni anayasada din ve aidiyet gibi mefhumlar üzerinden siyaset yapmayı yasaklayan reform mahiyetindeki maddelerin yer alması gerekiyor. Bu değerlere sahiplenme işini halkın bizatihi kendisi yapmalı. Bunun yolu da toplumun öz değerlerini STK'lara devretmekten geçiyor. Ki, siyaset; asli işine dönsün. Ülkenin kalkınmasına, ekonominin büyümesine ve refahın artmasına kafa yorması lazım siyasetçilerin. Ülkeyi kalkındırıcı politikalar üretebilen kalır, üretemeyen gider. Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. Böyle bir değişikliğin gerçekleşmesi halinde bugünkü siyasi partilerin hemen hiçbiri kalmaz. Kürtçülük yapan BDP biter bir kere. Laikliğin tartışmasız savunucusu olan CHP de. AK Parti ve MHP de öyle. Haaa, böyle söylüyorum diye Kürtçülük veya Türkçülük olmasın diyorum sanmayın sakın. BDP bir siyasi parti olarak değil de STK olarak faaliyet göstersin istiyorum sadece. Siyasi partilere yapılan Hazine yardımı STK'lara da yapılsın. İbadethane açılacaksa, onlar açsın. Okul yapılacaksa, onlar yapsın. Kanun da onların hukuk içinde kalıp kalmadığını denetlesin. Devletin birlik ve bütünlüğüne halel getirecek pozisyon alanları da anında cezalandırsın. Halkın, "ben olmazsam laiklik elden gider" yahut da "ben olmazsam Kürtlere sahip çıkan olmaz" diyen siyasetçiler tarafından suistimal edilmesinin önüne ancak bu şekilde geçilir. Bu arada mevcut siyasi partiler de kendilerini yeniden tarif edip halkın refahı için yarışan organizasyonlar haline dönüşmüş olurlar. Bürokrasi var bir de tabii. O veya bu siyasi partinin, yahut da falanca rejimin savunucusu olan bürokrat gitsin; liyakat sahibi kişiler gelsin. Haksız mıyım?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.