Hiç düşündünüz mü, son 10 yılda en iyi performansı hangi sektör gösterdi, diye? Ben söyleyeyim. İhracat sektörü. Şeksiz şüphesiz böyle bu. İhracat sektörü gerçekten müthiş bir performans gösterdi. Ekonomi Bakanlığı iyi çalıştı bir kere. Kürşad Tüzmen ve şimdi de Zafer Çağlayan adım atmadık?ülke?bırakmadı. TİM de öyle. Bir taraftan "her ilden 1 milyar dolar ihracat" diyerek; Türkiye'nin ihracat potansiyelini harekete geçirici programlar yaptı; bir taraftan da ülke ülke dolaşıp?yeni?pazarlar?aradı.?Buldu da. TUSKON var bir de. Takdire şayan gayret gösterdi bu kurum. KOBİ'leri dış pazarla tanıştırdı. Türk ihracat sektörünün en büyük handikabı malum, ihraç ürünlerinde kullanılan girdi maddelerine ödenen döviz. "Cari Açık" krizi yaşatıyor ülkeye!.. Ekonomi Bakanlığı döviz çıkışına çare olsun diye "stratejik sektörlere" yönelik teşvik programları uyguladı. Başarılı bir uygulamaydı. Meyvelerini topluyor şimdi. Döviz çıkışını azaltan yatırımlar artıyor gün be gün. İhracat ekonominin lokomotifi oldu son senelerde. Gerçekleştirilen ihracatla Türkiye ekonomisi hem büyüdü, hem istihdam problemini çözdü,?hem?de?başta otomobil, tekstil ve makine sanayi olmak üzere birçok sektörü güçlendirdi. Yeri gelmişken Türk müteahhitlik hizmetini de zikretmeden geçemeyeceğim. Türk müteahhitleri komşu ülkelerde önemli projelere imza atmaya devam ediyorlar ve Türkiye'ye döviz kazandırıyorlar. Arap Baharı ile yaşanan dalgalanma biraz daha durulsun, bakın siz o vakit?Türk?müteahhitleri neler?yapacaklar. Irak, Ürdün, İsrail, Azerbaycan?ve diğer Türk cumhuriyetlerinde zaten varlar, sular durulunca Libya, Mısır, Suriye'de de göreceğiz onları. Türkiye otomotiv ve tekstil ihracatında çok iyi. Makine ihracatında da öyle. Yolda gıda sektörü var; o da geliyor koşar adım. Sektörlerin daha da çoğaltılması lazım. Bunu gerçekleştirmek için yeni tedbirlere gerek var tabii. En başta da koordinasyon eksikliğinin giderilesi lazım. Ekonomi, Sanayi ve Tarım Bakanlığı başta olmak üzere birçok bakanlık ciddi teşvikler veriyorlar aslında ama işletmelerin bu teşviklerden ya haberi yok, ya da ulaşamıyorlar. Sistemin dağınık olması neden oluyor buna. En azından bilgilendirme hususunda daha pratik çözümlere ihtiyaç var. Bunu, AK Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş yapabilir mesela. Ayrıca, teşviklerin sosyal yardım niteliğinden çıkarılıp hepsine ekonomik fonksiyon yüklenmesi gerekiyor. Ki, sürdürülebilir olsun. Hakeza Ar-Ge. Ar-Ge'den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu için de durum aynı aslında. İşletmelerin Ar-Ge'ye ihtiyacı var fakat bütçe ayıramıyorlar. Bu konuda Tübitak ve AB fonlarının harekete geçirilmesi gerekiyor vakit geçirmeden. Soylu sistemi harekete geçirici planlamayı yapsın ki, işletmeler güçlensin. Türkiye'nin ihraç ettiği ürün çeşitlerini arttırması?şart?oldu.?Ar-Ge?zaruret?haline geldi. Ayrıca firmaların finans yapılarının iyileştirilmesi gerekiyor. Hasılı kelam: Kurtulmuş ve Soylu'ya çok görev düşüyor. Bir an önce harekete geçmeleri lazım.