1990'a kadar tüm basın kuruluşları Bab-ı Ali'deydi. Orası haberin tek merkeziydi. Daha sonra kimi Güneşli'ye, kimi Yenibosna'ya taşındı ve haliyle Bab-ı Ali efsanesi bitti. Fena da olmadı hani. Basın endüstrisinin büyümesine neden oldu çünkü bu dağılım. Bırakın araç park etmeyi, kâğıt bobinlerini indirmek bile çile olmaya başlamıştı Cağaloğlu'nda. Halkın içinde olması gereken medyanın uzak semtlere taşınması; toplum ile medya arasında kopukluklara neden oldu zaman zaman ama gelişen teknoloji kısa sürede kapadı aradaki o boşluğu. Bu arada bir şey daha değişti. Bab-ı Ali'nin merkez özelliği habere geçti. Haber nerede ise merkez orası oldu! İnternet ve mobil cihazlar haberciliği kolaylaştırmakla kalmadı; müthiş bir hız da kazandırdı. Büyük balık devri bitti, hızlı balık dönemi başladı yani. Haberi yap ve yayımla. İster internette yayımla; ister facebook ya da twitterda. Anında okuyucuya ulaşıyor; hem de dünyanın dört bir bucağındaki okuyucuya! Salı günü Trabzon'daydım. Basın İlan Kurumu (BİK) tarafından organize edilen "Geleceğin Medyasına Hazırlık" semineri vardı. Konuşmacı olarak davetliydim. Sadece konuşmakla kalmadım; çok şey de öğrendim. Konu yerel medyaydı ve Doğu Karadeniz'in hemen her medya kuruluşunun sahip ve yöneticileri vardı o toplantıda. O kadar gazeteci bir araya gelir de faydalı olmaz mı? Kısa günün kârı. Bölge hakkında malumat sahibi oldum bir kere. Meslektaşlarımın çektiği sıkıntıyı birinci ağızdan duyma fırsatım da oldu. Medyanın reklama duyduğu ihtiyaç, çölde kalan insanın suya duyduğu ihtiyaç gibidir. Hele televizyon ve internet medyası için... Tek gelir o çünkü. BİK Genel Müdürü Mehmet Atalay başarılı bir bürokrat. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü görevini de ifa ettiği dönemde gösterdi zaten bu başarısını. Atalay geçmişte çeşitli gazetelerde yazarlık ve yöneticilik de yaptı. Teşkilatçı bir yapısı var. Ekip kurup problem çözmeyi iyi biliyor. Trabzon'daki eğitim semineri de böyle bir çözüm toplantısıydı. Yerel medyanın daha verimli çalışması için neler yapılabilir ve onların reklam gelirleri nasıl arttırılır? Reklam verenleri temsilen Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu ve Turkcell Yerel Basın İlişkileri Sorumlusu Selin Aksular başta olmak üzere birçok reklam veren oradaydı. Ali Ağaoğlu'nun yıldızı kriz yılı olan 2009'da parladı. Herkes eli şakağında düşünürken o inşaat sektörüne yatırım yaptı. Verdiği reklamlar dikkat çekmekle kalmadı, piyasaya moral da oldu. Onun yaktığı meşaleyi gören iş adamları cesaretlenip onlar da yatırım yaptı. Ağaoğlu, hep bir hedefi olduğunun altını çizerek; "Hedefi olmayan insan boş çuvaldır. Boş çuval ayakta duramaz" dedi. "En iyisini yap. Müşteriye duyurmamışsan ne kıymeti var ki? Her projenin yüzde 3'ünü reklam bütçesi olarak ayırıyorum" diyen Ali Ağaoğlu; sözünü şöyle tamamladı: "Fakat, bu bütçenin en fazla yarısını harcayabildim. Çünkü, kısa sürede satış tamamlandı." Ağaoğlu'nun bu sözleri de gösteriyor ki, reklam işletmelerin olmazsa olmazı. Turkcell'i lider yapan da o aslında. Verdiği reklamlar sayesinde tüketici ile iletişim kurdu ve müşteri sayısını arttırdı.