Yörük ve traktör

A -
A +

Bizim Yörük milleti bir âlemdir vesselam. Hayata bakışı çok farklıdır bir kere. İlk şartı, tabiatla iç içe olmaktır mesela. Bağımsızlığına düşkünlüğü mü onu dağlara sürükledi, yoksa dağlarda yaşamak mı onu bağımsız yaptı bilmem ama çevresinde mutlaka kendisine ait bir alan olsun istediğini ve tabiî o alanda kendi hayatını dolu dolu yaşadığını biliyorum. Hayata sımsıkı bağlıdır da ha. Yaşamayı sever. Onun da her insan gibi üzüntüsü, kederi ve neşesi vardır elbette ki ama o, bunların hepsini mütevazı hayatının bir parçası sayıp bağrına basar. Bu özelliğinden dolayı da başkalarından farklı bir konuma sokar kendini. Aile içinde tek yürektir, komşusuyla dayanışma içinde yaşar. Memleketi için yapmayacağı yoktur onun. Ülkesini daima ailesinin üstünde tutar. Ülke olmadan ailenin bir anlam taşımayacağının şuurundadır çünkü. Hiçbir ülke meselesinde menfaat söz konusu olmaz onun için. Yörüklerin siyasete bulaşmamasının ana sebebi budur işte. Ülke adına siyaset yapıp da ondan menfaat beklemeyi onun aklı havsalası almaz çünkü. Özgüveni fazladır. Lafı dolandırmaktan hiç hoşlanmaz, düz konuşmayı sever... Geçen Mayıs ayı başında Rahmi Koç Müzesi'nde bir tanıtım kokteyli vardı. Ev sahibi de Türk köylüsüydü bu programın. Malum, Türk Traktör, Koç Holding ile dünya tarım makineleri üreticilerinden Case New Holland ortaklığıyla kurulmuş ve 50 senedir Türkiye'de faaliyet gösteren önemli bir kuruluş. Traktör ithalatıyla başlayan zirai serüven, Türk çiftçisiyle bütünleşerek: New Holland Trakmak ile tüm ülke sathına yayıldı. Mayıs ayı başında gerçekleşen bu buluşmayı Türk Traktör organize etti ve o gün Rahmi Koç Müzesi güleç yüzlü Anadolu çiftçisinin neşeli cıvıltısıyla çınladı. Bu buluşmaya belki de Denizli/Sarayköy'den Filiz Ekiz'in yazdığı bir mektup vesile olmuştu. Çiftçi kızı Filiz, New Holland Trakmak'ın çıkardığı yayın organı 'Sohbet'e bir mektup gönderip çiftçilikten duyduğu hazzı dile getiriyor ve 'En kısa zamanda sizinle karşılıklı sohbet etmek dileğiyle...' diye bitiriyor mektubunu. Ve tabiî 'Bu vesileyle çok merak ettiğim İstanbul'u görmek istiyorum' demeyi de ihmal etmiyor. O gün orada bir de Yörük vardı. Eşiyle birlikte gelen Mustafa Bıyık, yaptığı özlü konuşma ile diğer çiftçilere seslenmeyi de ihmal etmedi tabiî. Çiftçi için traktör bir merkepti ona göre. Ha eşek, ha traktör. Üzerine bindin mi dünya senin! Öyle diyordu Antalya'nın Hatıplar köyünden Yörük oğlu Yörük Mustafa... Bu konuşma alelâde bir konuşmaydı belki ama Mustafa Bıyık'ın öyle bir tavrı vardı ki, gören ya Alpaslan sanırdı onu, ya da Orhan Gazi! Onların genini taşıyordu ne de olsa. Böyle bir başlangıç yapan Türk Traktör bu toplantının ardından tüm Anadolu'yu dolaştı. Her zaman yaptığını yapıp çiftçiyle, köylüyle kucaklaştı ve bu buluşmayı şölene dönüştürüp Türk köylüsüyle tarlada baharı karşıladı. Ardına aldığı o sinerjiyle halka açılan Türk Traktör şimdi yatırımcıyı da kucakladı. MI ACABA?!. Ambarlı'da yakalanan füzeleri NATO yakalatmış... Bizim topraklarımızda olmasaydı nah yakalarlardı! * 32 yıl sonra enflasyon tek haneli olmuş... Bir nesil canavara kurban edilmiş desenize! * Kriz söylentisi çıkarana iki yıl hapis cezası gelmiş... Bize gelenler hep ansızın geldi, keşke bir haber veren olsaydı!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.