"Dünya Barış Günü" olan 1 Eylül'de 35 gazeteci ve bir o kadar da iş adamı Yüksekova'ya gittik. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, "Başlatılan Demokratik Açılım'ın ekonomik ayağını pekiştirmek için geldik" diye özetledi bu ziyaretin hikmetini. Hakkari Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Şen ise "Yüksekova'ya başbakan gelmişti. Bakan gelmişti de bu kadar gazeteci hiç gelmemişti" dedi ve bu ziyaretin bölgeye tıpkı Demokratik Açılım gibi moral getirdiğini ifade etti. Yüksekova ile ilgili size birkaç fotoğraf daha vereyim. Sonra da yorumumuzu yapalım. Toplanın yapıldığı binadan çıktığımızda yaş ortalaması 7-8'i geçmeyen 50 kadar çocuk karşıladı bizi, "Para ver" diye el uzatan. Köyden göç eden ailelerin çocuklarıymış bunlar. Fakirliğin son raddesi. Ondan sonrası mala ve cana zarar verme! Yüksekova caddelerinde lüks otomobil ve cip de gördüm. Yöre insanına ait olan bu araçlar gerçek hayatla taban tabana zıt bir görüntü arz ediyordu. Bu zıtlığı onlar da fark etmiş olmalılar ki, araçların hepsi ya "06" ya da "34" plakalı idi. Yörede kaçakçı veya terörist olmak çok kolay. Çık dağa olsun bitsin. Esas zor olan, sade vatandaş olmak! Vatandaş hayvancılık yapmak istiyor, dağda terörist var diye yapamıyor... İran ve Irak çok yakın. Sınır ticareti yapmak istiyor fakat, yasak... Güvenlik endişesinden kaynaklanıyor tabii bu yasakların çoğu. İhracat yapmak istiyor, o da ayrı bir çile. Yüksekova'dan sevk edeceği mal için Van'a gitmesi lazım. Gümrük işlemleri orada yapılıyor çünkü. Yüksekova'da biraz dolaşma fırsatı buldum. Kaldırımlar işsiz güçsüz avare insanlarla dolu. Bir oturak da ben atayım desen, yer bulamazsın; parsellenmiş! Çiğ köfte sehpaları da dikkat çekiciydi; adım başı bir tane! Çarşı pazar durgun. Esnafın pek iş yaptığını söyleyemem. Birkaç cep telefonu ve kontör bayi ile iki lokanta. Bir de İran'dan gelen malların satıldığı bir dükkan. İran'dan çok mal geliyormuş Yüksekova'ya. Biz onlara satamayınca, onlar bize satıyor!.. Hasılı, normal vatandaşı terör ve bürokrasi arasına sıkışmış kalmış gördüm. Az biraz konuşacak olsa, ya "Teröre destek veriyor" diye; ya da "Muhbirlik" yapıyor diye suçlanıyor. Vatandaş hem tedirgin, hem yorgun, hem de bezgin. Buna rağmen hayatını devam ettirmenin mücadelesini veriyor. Yüksekova halkı Hakkari Valisi Muammer Türker'i çok seviyor. Türker, hep halkın içindeymiş çünkü. Şark insanı... sırtını okşa canını ye. "Adam yerine konmak" Türkiye'nin her yerinde önemli ama Doğu'da çok daha önemli. Vali Türker 7-8 ay içinde ahalinin gönlünü fethetmiş; aralarında dolaşarak yapmış bunu. Vali Türker'e Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sabih Kayhan'ın "Derecik ve Üzümlü kapıları açık olmadığı için Irak'a İran üzerinden ihracat yapıyoruz. Bu kapılar açılsa, Habur'daki yığılmalar da biter" dediğini hatırlattım. "Doğru" dedi Türker, açık yüreklilikle. "Sınır kapısı açılmış olsa hem güvenlik daha iyi sağlanmış olur, hem de Kuzey Irak'ta istikrar olur." Yoruma yer kalmadı. Bir sonraki makalemde de onu yaparız inşallah.