Zenginlik mi zor, fakirlik mi?

A -
A +
Parasızlık zor iştir; yıpratır insanı. Peki, para? O daha fena. Paran var mı, derdin var yani. Kıyıda köşede bir miktar tasarrufu olanın işi zor ki ne zor! Yastık altında tuttu mu yandı. Şayet eldeki paraya para kazandırılmazsa birazını enflasyon kemirir, birazını yel alır, birazını sel götürür ve eriyip gider o paracıklar. Parası olanın derdi daha çoktur yani. Hele piyasa bu kadar oynakken!
Eskiden kolaydı. Enflasyon parayı pul ederken gayrimenkul kısa sürede prim yapıyordu. Parası olan ev ve arsaya yatırım yaptı mı, kısa sürede köşe oluveriyordu. Ücretli kesim ise maaşı eline geçer geçmez dosdoğru döviz büfesine gidiyor ve dolar satın alıyordu. O harcamalarını kredi kartıyla yaparken cebindeki döviz değerleniyordu. Ay sonunda dövizi bozdurup kredi kartı borcunu ödedikten sonra kendisine üç-beş kuruş  harçlık kalıyordu.
Şimdi yok o ballı börekler?! Yatırımcı "FED para bolluğunu sona erdiriyor" deyip dolara yatırım yapıyor. A bir de ne görsün? FED ters köşeye yatırmış! Altın satın alıyor, sürprizle karşılaşıyor! Borsa günü gününü tutmayan bir seyir takip ediyor! Konut zaten yerde sürünüyor! Şaşırıyor tabii. Halbuki bu yatırım enstrümanlarının hepsi uzun vadeli yatırım araçları ama öyle olmuyor işte. Sürprizlerle dolu bir piyasa!
Riski yüksek bir dönem. Bu riski dağıtan kazanıyor, dağıtamayan yanıyor. Eldeki paranın bir kısmını döviz, bir kısmını altın, bir kısmını da borsa sepetine koymak en akıllı yatırım yöntemi. O da herkesin harcı değil. İşini gücünü bırakıp endeksleri takip etmek gerekiyor. Ki, kaç kişi yapabilir onu?
Bir de kamu ve özel sektör ayağı var bunun. Tasarruf sahipleri kazanırsa yatırım yapar. Yatırım döviz ya da hisse senedi üzerinden oluyor ve neticede bunları halka açılan özel sektör kullanıyor. Hisse senedi ya da tahvil satan firmalar sermayelerini güçlendirip daha büyük yatırımlara girişiyor. Ar-Ge yapıyor ve katma değeri yüksek ürün üretiyor. Haliyle hem kendi kazanıyor ve hem de hissedarı olan yatırımcıya kazandırıyor.
Devlet de kazanıyor tabii. Vergi alıyor bir kere. Ayrıca, ülkede tasarruflar arttığı için "cari açık" denen o baş belası ile cebelleşmesi daha kolay oluyor.
Türkiye'nin iç tasarruf miktarını arttırması lazım. Bunun için de bireysel emeklilik benzeri başka enstrümanları devreye sokması şart oldu. Ayrıca katma değeri yüksek ürün üretmenin yollarını bulması da elzem hale geldi. Hele kayıt dışı ekonomi. En belalısı bu. Bir an önce kayıt dışının sona ermesi lazım. Hem devlet vergi toplayamıyor, hem haksız rekabete neden oluyor ve hem de yabancı sermaye gelmesini zorlaştırıyor. Bu duruma çare bulması lazım Türkiye'nin.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.