Zeynep Bodur'un zaferi

A -
A +

Türk iş adamları bir dönem enflasyondan geçindi. Dönem geldi ithal ikamesinden zengin oldu. Bir başka dönem koruma duvarlarının ardına sinip cebini doldurdu. Bir türlü bitmedi bu dönemler. Zaman geldi yaptığı ihracatın kur farkıyla köşe oldu. Fakat şimdi yok artık o ballı günler. Rekabet gücü olan, insan kaynaklarını doğru yapılandıran, yenilikçi, inovasyona açık ve risk yönetimini bilenler ancak büyütüyor şirketini. Ayakta kalanlar, işini seven ve işinden zevk alan gerçek iş adamları. Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ile Kaleseramik'in Santralistanbul'daki Kale Tasarım Merkezi'nde (KTM) sohbet etme imkanı buldum. Orada öyle güzel şeyler görüp işittim ki, onları mutlaka sizlerle paylaşmam lazım. KTM'den bahsedeyim öncelikle. Bu bina üniversite (başta Bilgi Üniversitesi), mimarlar ve seramik endüstrisinin buluştuğu bir mekan olup çıkmış. Değişim, tasarım ve modeller konuşulup tartışılıyor bu mekanda. Güney Kore'nin 70 bin tasarım öğrencisine sahip olduğunu söylersem, bu tür atölyelerin ne kadar önemli olduğunu daha bir iyi vurgulamış olurum herhalde. Zeynep Bodur sadece kendilerinin değil Türkiye'nin de iftihar vesilesi olan Red Dot ödülüne de temas etti. Red Dot ödülü, kolay alınan bir ödül değil. Kalebodur, Orientile koleksiyonu ile aldı bu ödülü. Orientile koleksiyonu, Türkiye'nin yüz yıllar evvelinden taşıyıp getirdiği seramik kültürünü modern çizgilerle birleştirmenin bir sonucu ve tasarımcısı Can Yalman. Ödül almak için emek, para, sabır ve azim gerekiyor. Kalebodur Selçuklu serisi ile başladı bu işe. Ardından Osmanlı ve Kapadokya serileri geldi. Bu seriler ve ödüller Kalebodur'un marka değerini yükselttiği gibi katma değeri yüksek ürün satma fırsatı da getirdi beraberinde. Kaleseramik Genel Koordinatörü Bahadır Kayan, hedeflerinin her sene bir ödül olduğuna dikkat çekip, "Aldığımız iki ödülle birlikte iki, hatta üç haneli rakamlarla ürün satmaya başladık" dedi. Markalaşmadan önce 5-6 dolara satılan Türk seramiği şimdi 80-90 dolara, hatta 3 haneli rakamlarla ifadesini bulan fiyatlarla satılıyor. Bu da kâr demek tabii. Zeynep Bodur seramik sektöründe İtalya'nın bir, İspanya'nın iki numara olduğunu belirttikten sonra, "Şimdi şartlar değişiyor ama" dedi. "Türk firmaları İtalyanları zorluyor." Marka olmak kolay olmadığı gibi onu sürdürmek de zor. Marka üretip satan ülkelerin sanayicileri öyle veya böyle bir devlet desteği alıyor. Bizde ise bırakın desteği, köstekleniyor. Türkiye enerjiyi en pahalı tüketen ülkeler arasında hâlâ. Kriz bir yanda, yüksek maliyet bir yanda. Gel de rekabet et!.. Bir de iç pazar var tabii. Avrupa ülkelerinde kişi başına düşen seramik kullanımı 6 metrekare. Türkiye'de ise 2,5. 90'lı yıllarda daha da düşüktü bu rakam: 1.2 metrekare!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.