Zorlu'nun zoru ne?

Karayolları'nın Zincirlikuyu'daki arazisi sıkı çekişmenin sonucunda Zorlu Gayrimenkul'ün oldu. Tamı tamına 800 milyon dolar veren Zorlu, rakiplerinin veremediği parayı neden verdi de aldı bu araziyi? Ahmet Nazif Zorlu'nun aklından bir zoru mu var acaba? Zorlu, daha önce Deva Holding'in Levent'teki 13 bin 500 metrekarelik arazisini de satın almıştı. "Sırada İETT'nin arazisi var" diyor şimdi de Ahmet Nazif Zorlu. İETT arazisi de Levent'te ve 46 bin 500 metrekare. Şayet İETT'nin arazisi için yapılan ihaleyi de kazanacak olursa, Zorlu, bölgede 1.5 milyar dolarlık bir arazinin sahibi olacak ki, pek alışık olmadığımız bir rakam bu. Çok büyük! Denizli-Babadağ doğumlu Ahmet Nazif Zorlu genç yaşta iş hayatına atılan bir iş adamı. Anadolu insanının ne özelliği varsa, hepsine sahip. Biraz duygusal, biraz agresif, fazlasıyla da merhametli ve sıcakkanlı. Hani, "tuttuğunu altın eden"ler var ya, işte o yönü de güçlü Ahmet Nazif Zorlu'nun. Zorlu Grubu'nun amiral gemisi Korteks'ti şimdi Vestel. Teknoloji ve tasarım onun şiarı. Tekstilde yeniliği kovalıyor, beyaz ve kahverengi eşyada ise teknolojiyi. Fakat, bir de bakıyorsunuz ki, Ahmet Nazif Zorlu hiç bilmediği bir alanda iş yapmaya başlamış ve el âleme parmak ısırtan para kazanıyor. Aha, Denizbank. Yüzde 75'ine sahip olduğu Denizbank'ı daha birkaç ay önce 2 milyar 750 milyon dolara Dexia'ya sattı. Bu bilgileri, Ahmet Nazif Zorlu'nun neden Levent'e bu kadar büyük yatırım yaptığının mantığını arayanlara bilhassa veriyorum. Bakalım akıllı mı, yoksa deli mi? Rezidans müşterisi Büyükdere Caddesi'ni takip eden Gayrettepe-Levent-Maslak hattı gökdelenlerle doldu. Türkiye'nin Manhattan'ı oldu, yani. Bankalar, finans kuruluşları, holdingler, ilaç sanayi, alışveriş merkezleri... hepsi burada. Bu holdinglerin patronları Boğaz'da yalı ve villa sahibi olmuş ve orada oturuyorlar. Fakat, patrondan fazla yönetici var bu iş merkezlerinde ve hemen hepsi de çok iyi para kazanıyor. Kazanmasına kazanıyorlar ama kazançlarıyla orantılı doğru dürüst bir ev bulamıyorlar İstanbul'da. Hele, 'iş yerine yakın olsun' derlerse, hiç bulamıyorlar! Halbuki, Levent burunlarının dibinde. İşten çıkıp yürüyerek bile evlerine gidebilirler. Zorlu'nun aldığı Karayolları arazisinin yüzde 15'i alışveriş merkezi, yüzde 35'i rezidans olacakmış. O rezidans denen lüks ve geniş evlerde bendeniz veya benim gibi garibanlar oturacak değil ya? Hepsi, o bölgedeki yöneticiler tarafından satın alınacak tabii. Başka bir ifadeyle, o rezidansların müşterisi hazır zaten! Zorlu, 2010 yılına kadar inşaatı bitireceklerini söylüyor ki, parasını şimdiden toplamaya kalksa, bilhassa rezidanslar için milletin sıraya gireceğini söylemek mümkün. Zorlu Grubu'nun Başkanı Ahmet Nazif Zorlu'nun zekâsının ne kadar parlak olduğunu bilmem anlatabildim mi? Şurası da bir gerçek ki, Ahmet Nazif Zorlu'nun karşısına bazı müşkülatlar çıkacaktır! Bunlardan birisi inşaatın tamamlanması. Yabancılarla stratejik ortaklık kurup öyle yapacağını söylüyor Ahmet Nazif Zorlu. Mümkün tabii. Esas problem ise çevre meselesi. Gerçi binaların yüksekliği, arsanın kullanım alanı... her bir şey ihale şartları arasında var ama burası Türkiye! Yarın, hiçbir şey belirtilmemiş gibi tartışmalar olursa hiç şaşmamak lazım. İstanbul'un bazı semtleri soluk alamaz hale geldi. Her taraf beton yığını! Gökdelenlerin yükseldiği semtler için de geçerli bu. En azından insanların gezip dolaşacağı, ayağını toprağa basacağı yeşil alanların muhafaza edilmesi gerekiyor. Yoksa, gökdelenin mantığı nerede kaldı? Gökdelen demek, yatay binaların dikey hale getirilmesi ve onların işgal edeceği alanı, yeşil alan olarak toplumun hizmetine sunmak. Şayet, bunu gerçekleştirememişseniz, gökdelen inşa etmenin bir anlamı kalmaz ki!.. Bu mesele Zorlu'nun değil, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin meselesi aslında. Bakalım nereleri yeşil alana tahsis edecekler? Kadir Topbaş'ın bu konuda İstanbulluları aydınlatması şart. Hem de hiç vakit geçirmeden.