Yaşadıkça tüketmek zorundayız ve bu ürünleri bir yerlerden alıyoruz. Ürün kalitesi elbette çok önemlidir. Satış metodunu firma belirler... Klasik yöntemde kârı; pazarlık, kira, maaşlar, reklâm vs. eritir. Krizler ise batmak için sebeptir. Diğer yol ise; en kaliteli ürünü üretenlerle anlaşıp, bilinen masrafları ortadan kaldırıp, kârı sisteme üye olan müşteriler arasında paylaşmaktır. Burada zarar ve iflas etmek hiç yoktur. Ürünler, sipariş veren müşterilere kargo ücreti ödemeden ulaştırılır. * Bu yol, isteyenler için büyük bir ticarettir de. (Aslında sanattır.) Çünkü hak eden herkese çevirdiği ciro kadar kâr payı verilir; fakat kendi alt grubundaki herkes hak ettiği miktarı aldıktan sonra! İşin işte bu organizasyon kısmı bazen anlaşılmaz. Bazı kimselerin diğerlerinin sırtından para kazandığını zannedenler olur! Bu söz ürün ve müşteri kısmı düşünülerek söylenmişse; bir minibüs şoförüne veya mahalle bakkalına söylenmiş kadar komiktir. Organizasyon kısmı düşünülerek söylenmiş ise Fatih Terim'in milli futbolcuların sırtından para kazandığını söylemekten daha büyük haksızlıktır! Neden? Çünkü Fatih hoca da bir organizasyon kurmuştu ve başarı kovalamaktaydı. Ama onun elindeki bütün oyuncular, var olanların en iyileriydi... Network işini organize eden bir "teknik direktörün" ise önündeki oyuncuların çoğu "top nedir" bunu bile bilmemektedir! Bunu becermek; ne büyük sabır, eğitim ve olgunluk gerektirir. Sözümden korkacak olan tam şu anda korksun: Önce kendini eğitemeyen kişi asla grubunu eğitemez!.. O yüzden benim, bir network işi kurmuş, bunu başarabilmiş her insana büyük saygım ve takdirim vardır. * Özet: Şelale yukarıdan dökülür. Cesareti olan kimseler taşıyabildikleri en büyük kaplarla bunun altına girip suyu alır, daha kenarda duranların kaplarını doldururlar. Artanı ise kendilerine kalır! (Not: Bu konular için sitemizde bir bölüm açmaya çalışıyoruz.)