04 ve Titanik

A -
A +

İşte 2004 senesinin ilk satırları... "Bin, ve dokuz yüz, ve doksan, ve dokuz"u ardı ardına dizip söylemek öyle "çok" gelirdi ki bana seksenli yıllarda, o kadar olur! Sonra, yakınlaştıkça küçüldü sanki; karanlık arazide "öcü" sanılan çalılar gibi!.. *** Boşuna heveslenmeyin, başka şeyler ümit etmeyin. Bugünkü konumuz işte budur: Yıllar,,, ve rakamlar... Kimin derdi yok ki zamanla?.. En şanslı olan kimdi biliyor musunuz?.. Filika içindeydi ve Titanik'ten kalanlar arasında dolaşıyordu; boğazında bir hıçkırık!.. Çoğu zaten dibi boylamıştı; koca bir dünya şeklindeki geminin içinde... Son kumarın paraları cebinde, son kadehin tadı damağında... Orda tanışmışlardı, gizli kaçamak buluşuyorlardı. Son sevişmelerinin üzerinden birkaç saat geçmemişti ki henüz,,, sarsıldı ortalık; fuhşa bile gözyaşı döktü insanlar!.. *** Zaman durduğu an, senenin kıymeti olmuyor... Kopmuş bedenler, kopmuş bedenlerdir artık... Şişmiş vücutlar, şişmiş vücutlar; donmuş suratlar, donmuş suratlardır; ve buz tutmuş kaşlar-kirpikler buz tutmuş kaşlar ve kirpiklerdir artık... Hayat sahibi olup da, gözyaşları donmasın diye gizli ağlayanlardır; suyun üstünde kalmış filikadan dikkatle karanlık denize bakan şimdi!.. *** Sildiğinde zamanı; Bir hayaletin ağzına konmuş demir leblebiden farkı kalmıyor hakikatin!.. Hakikat bizle sınırlı değil yani!.. Dumandan adamlar gibi başımızı vurmaktayız sert kayalara!.. Ey hayaletler; Hadi hayal edelim zamanı!.. Nedir?.. Bir tuşa bastığım an siliniverecek olan, ekranımdaki şu yazımdan ne farkım var ki benim?.. (İşte yine; ilk satırındayken sonunu bilmediğim bir yazı yazmaktayım, affedin beni... İnsan'ım... Ve insan'sınız!..) Nerden çıktı bu Titanik şimdi sabah sabah? Vallahi Titanik'i anlatmak için oturmadım bu yazının başına; yazmaya başlayınca serildi gözümün önüne Titanik'in enkazı... Üstelik; ben yazdığım için batmadı ki Titanik; Titanik battığı için ben yazdım!.. *** Bin ve dokuz yüz ve doksan ve dokuz... Yahut, sıfır dört!.. Hangisi büyük?.. Kendimizi kandırmaktayız. Uyanırken zihnimde şu cümle vardı: "Sıkıyorsa, ben şu yaştayım ve şunları başardım" de insanların gözlerine bakarak!.. I ıh, sıkmıyor!... *** Bir dedem için; "77 yaşındaydı, ve 7 defa peşindeki orduyu at üstünde Avrupa'ya götürürken, 7 defa da Kur'an-ı Kerimi kendi el yazısıyla yazmıştı" diyorlar... Bir dedem için; "Senin askere gittiğin yaşta, senin için İstanbul'u almıştı" diyorlar... Ve diyorlar ki: Söyle bakalım, sen bu yaşta kaç gönül aldın?.. Ve hangi deden, ve hangi torunun için söyle ne yaptın?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.