Dünya; "açlıktan" kıvranıyor. Hem de, ne büyük bir açlık!.. Biz, dünyaya saldırıyoruz açlıktan, dünya da bize... Biz dünyayı yiyoruz sanki bitirmek için, dünya ise bizi tüketiyor!.. Dünya açlıktan kıvranıyor, bizler açlıktan kıvranıyoruz... Hem de öyle büyük bir açlık ki bu; sanki, susayıp da bir denizin başına oturmuş adamın içler acısı hâli gibi... Yedikçe acıkıyor... İçtikçe susuyoruz!.. Halbuki, bütün karaları yemek değil ihtiyacımız olan. Muhtaç olduğumuz; okyanusları içmek de değil... Peki ne? Bir yudum ilgi... Bir lokma sevgi!.. Bir sevgi cümlesine... Tabağa sevgiyle konmuş bir lokmaya, bardağa sevgiyle konmuş bir damlaya kimin yok ki ihtiyacı, dünyanın herhangi bir yerinde?.. Bir gönülden diğer gönle, bir kalpten ötekine ılık manalar taşıyan ifadelere kimin yok ki ihtiyacı; Üzerinde silah sesleri hiç susmayan, ve kanla ıslanıp-gözyaşıyla yıkanmamış yeri bulunmayan şu dünyanın üzerinde? Şimdi biz... Çünkü biz... Yani biz... Yarınlara ulaşacak sevginin... işte bu ateşin bekçileriyiz; koru koynumuzda saklamak, koru avucumuzda taşımak pahasına!.. Dünyanın her yanında insan var... Bu insanlardan, en çirkin gözükeninin bile kalbi var!.. Acaba. Acaba hangi gönül "sevginin lisanını" anlamıyor?.. Bizler, tarlasında maden bulunan inatçı köylülere benziyoruz biraz! Yani bizler sanki, altımızdaki altın dağının üstünde açlıktan ölmeye razıyız! ..... Satmaya başlayın, haydi; sizin için çıkartılmış bu altın külçelerini, ve hadi zengin olun!.. Kazma kürek alın kendinize, çuvallar sandıklar alın; daha çok altın çıkartın... Her gün olduğu gibi, hepinizi seviyorum bugün de... Özellikle de benim, buna; yani sevmeye, sevilmeye, sevdiğini söylemeye ve sevildiğini duymaya ihtiyacım var bugün. Bugün senin de buna çok ihtiyacın var, ve bunu söylemeye ve duymaya bütün dünyanın ihtiyacı var bugün... Beni sevin, çünkü ben sizi seviyorum... Beni sev, çünkü seni seviyorum... Seni seviyorum. Seni... Sevin. Sevdiğinizi söyleyin. Çünkü sevgi; sevdikçe eskimiyor. Bütün insanlar sevse bile; sevmeler tükenmiyor!.. ....... NOT: Ramazan-ı şerifiniz hayrolsun. Bu ayı çok seviyoruz, öyle değil mi?..