Ayılar ne yemez?

A -
A +

Hangi mahluk hiç fırça yememiştir, ona sitem edilmemiştir, nasihat dinlememiştir biliyor musunuz?.. Dağdaki ayılar! * Ayıların "hata yapma" ihtimali hiç yoktur ve olamaz. Çünkü ayılar için, alternatifsiz tek yol; o an "akıl"larına gelendir! Peki durum böyleyse, yani eğer ikinci bir ihtimal yoksa "yanlış" nasıl olabilir ki? * Ayı bir arı kovanı görür, canı bal ister ve kovanı devirir; çünkü içinde bal vardır... Bu maceranın başı da, sondu da işte budur... Sonraki hikâye ondan sonra başlar: Ayı kendi halinde şapır şupur balını yerken, arı denen hayvanlar kendisine saldırmıştır. Demek ki arılar ayı düşmanıdır. Demek ki arılar öldürülmelidir veya düşmandan kaçmak gerektir... * Ayılar hiç fırça yemez, sitemden anlamaz, nasihat din-le-mez... Veya nasihat dinlemeyen, sitemden anlamayanlar mı alıp başını dağa doğru vurur; fırça yememek için?.. Ya da bir çorabın içi de dışı da aynı çorap mıdır?.. * Ayı uyanır, yatağından kalkarken der ki: "Benim çocuklarım da neden hep uyurken ölüyorlar ve ölürken neden böyle yassılaşıyorlar acaba?.." * Ayılar dağlardaki koca koca ağaçlara benzerler; ..yontulmadıkları sürece! Hooorş diye devrilip, döne yuvarlana ormanda çekilen ağaca, tomruk... Tomruğun dilimlere ayrılmışına, kalas... Biraz daha incelebilmiş olanlarına ise kereste denir... E iyi de, salonlardaki başköşelere yerleştirilmiş ve içinde kıymetli eşyaları, gümüşleri, çinileri barındıran çam mobilyaların, acaba ne farkı vardır dağda yuvarlanan tomruklardan; ..yontulmaktan başka, rendelenmekten başka, zımparalanmaktan başka, silinmekten, cilalanmaktan başka? * Hangi mahluk fırça yememiştir, ona sitem edilmemiştir, hiç nasihat dinlememiştir biliyor musunuz? Dağdaki ayılar! Hadi bırakalım artık ayıları ve yontulmamış tomrukları da, ciddi bir soru soralım birbirimize: Hiç fırça yememiş, hiç sitem edilmemiş, hiç nasihat dinlememiş olmayı isteyen bulunur mu aranızda? Ben bunu is-te-mez-dim, hem de gerçekten... Yaşasın yediğim fırçalar! * Diyor ki şimdi adını bilmediğim bir kardeşim: "Peki, hiç sebepsiz ve haksız yere bana atılan fırçalara ne diyeceksin?" Onlar da insana sabrı öğretiyor işte... Sabır olmadan erdem olur mu? Rüzgârda zorlanmayan, güneşte kavrulmayan meyvenin tadı olur mu?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.