Hangi mahluk hiç fırça yememiştir? Dağdaki ayılar! Ayıların "hata yapma" ihtimali hiç yoktur ve olamaz. Çünkü ayılar için, alternatifsiz tek yol; o an "akıl"larına gelendir! Peki ikinci bir ihtimal yoksa "yanlış" nasıl olabilir ki? Ayı bir arı kovanı görür, canı bal ister ve kovanı devirir; çünkü içinde bal vardır... Ayılar hiç fırça yemez, sitemden anlamaz, nasihat din-le-mez... Veya nasihat dinlemeyen, sitemden anlamayanlar mı alıp başını dağa doğru vurur; fırça yememek için?.. Ayı uyanır, yatağından kalkarken der ki: "Benim çocuklarım da neden hep uyurken ölüyorlar ve ölürken neden böyle yassılaşıyorlar acaba?.." * Ayılar dağlardaki koca koca ağaçlara benzerler; yontulmadıkları sürece! Hooorş diye devrilip, döne yuvarlana ormanda çekilen ağaca, tomruk... Tomruğun dilimlere ayrılmışına, kalas... Biraz daha incelebilmiş olanlarına ise kereste denir... E iyi de, salonlardaki başköşelere yerleştirilmiş ve içinde kıymetli eşyaları, gümüşleri, çinileri barındıran mobilyaların, acaba ne farkı vardır dağda yuvarlanan tomruklardan; ..yontulmaktan başka, rendelenmekten başka, zımparalanmaktan başka, silinmekten, cilalanmaktan başka? * Hangi mahluk fırça yememiştir, ona sitem edilmemiştir, hiç nasihat dinlememiştir biliyor musunuz? Dağdaki ayılar! Hadi bırakalım artık ayıları ve yontulmamış tomrukları da, ciddi bir soru soralım birbirimize: Hiç fırça yememiş, hiç sitem edilmemiş, hiç nasihat dinlememiş olmayı isteyen bulunur mu aranızda? Ben bunu is-te-mez-dim, hem de gerçekten... Yaşasın yediğim fırçalar! * Diyor ki şimdi adını bilmediğim bir kardeşim: "Peki, hiç sebepsiz ve haksız yere bana atılan fırçalara ne diyeceksin?" Onlar da insana sabrı öğretiyor işte... Sabır olmadan erdem olur mu? Rüzgârda zorlanmayan, güneşte kavrulmayan meyvenin tadı olur mu?..