Bâb-ı âlî şen idi...

A -
A +

Bâb-ı âlî; büyük kapı, demektir. Yani devlet kapısı, yani Osmanlı Devleti'nin yönetildiği hükûmet binası, yani şimdiki İstanbul Valilik binası ve yani bu binanın o koskocaman bahçe kapısı. Bu ise; tramvay yolundan geçerken, Gülhane duvarı köşesinin tam karşısında kalan büyüük kapıdır. Oradan girseniz şimdiki İstanbul Vilayetinin bahçesinde olursunuz. Bir zamanlar girenlerse "Osmanlı Hükümet Binası"nın bahçesine girerlerdi... Özellikle Meşrutiyet yıllarında herkes hükümet kurup hükümet yıkmaya heveslendiğinden ve bunun en etkili yollarından biri de basın olduğundan, gazete ve dergiler Bâb-ı âlî çevresinde toplanırlar. Gel zaman git zaman, "Bâb-ı âlî" ismi gazete ve dergilerle özdeşleşir. "Ne iş yaptığı" sorulan kişi; "Bâbıâlîdenim" demişse onun basın mensubu olduğu anlaşılır, idi... Ben çocukken bile böyle söylenirdi. Yani bu aynı Cağaloğlu semtine (basın yayın işiyle ilgili olarak anılıyorsa) "Babıali" de denirdi. * Gazeteci "doğmuş" çocukları cezbedip kanlarını kaynatansa; bütün efsane gazetecilerin, ünlü yazarların, namlı şairlerin, mücadele ve fikir adamlarının işte bu üç beş sokakta bir arada yaşamaları; aynı kahvehane ve lokantalarda yiyip içmeleriydi... Sonra bir yel esti, dağıldı/k!.. * İki senedir, Gazeteciler Cemiyeti'nin alkışlanacak bir çabasıdır Babıali Şenlikleri: Bir zamanlar bir arada olan basın yayın insanlarını yılda bir kere de olsa tarihî meydanda bir araya getirmek arzusudur. Tebrik ve teşekkür ediyoruz... Cuma günü oradaydık ve çok güzel oldu. Çok sevinip şaşırdığım misafirler geldi. "Bir gün daha yapalım" dediler. İşte bugün de oradayız. Bekleriz... Finali (son günü) birlikte yapmaya var mısınız?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.