Fırtına savrulan yeleleri arasından ufka baktığım atımla, uzaklara doğru uçmak... Ve yine aynı atımla kanlarımız karışmış ve soluklarımız dolaşmış ve bakışlarımız sarmaşmış olarak, Cennete doğru uçmak... En büyük hayallerimden biriydi! Büyüdüm. Gerçekleri gördüm. Atım, acısı hâlâ içimde sızlayan o can yoldaşım ise hayallerimin arasından çıkamadı! Farkına vardım ki sonra; her harf bir ok imiş meğer ve her yazı bir mızrak ve her kitap bir süvari birliği... Uyanınca gördüm ki; masum milletlerin önünde duran zalim kralları, cahil derebeyleri aşmak ancak zamana uygun çalışmakla mümkün. Öğrendim ki; cengin adına "hizmet" deniyor! * Kime sorsan "Beni de gazeteye abone yazdır" diyor. Evliyanın himmeti! İsmi yetiyor Bişr-i Hafi hazretlerinin, Hazret-i Rabia'nın, Eshab-ı Kehf'in, ne bereket... Fakat önce bunu yapmaya niyetlenmek lazım! "Kampanyamız var, size de Türkiye Gazetesi gelmesini istersiniz, değil mi?" Bunu sormadan anlayamayız ki kimin abone olmak istediğini. Öyle değil mi? İster misiniz abone kampanyasına destek olanların isimlerini bu yazının altında (sitemizde) yayınlayalım. Sadece Hasan abinin rekorunu aşmak değil hedef. Kendimize yeniden "Hadi, bir kişi daha" diyebilmemiz lazım! Bende matematik dümdüz çalışır: Bin kişi bir ay sonunda sadece birer kişiyi kendimize dahil etsek; onikinci ayın sonunda toplam dört milyon yüz bin kişi oluruz! İşte en basit motivasyon hesabı... * Gözlerimi kapatıyorum: Atım hâlâ nefes nefese, sırtından buhar tütüyor. Kulaklarını dikmiş bana bakarken kocaman gözlerinde kendimi görüyorum. Gönlüme serin rüzgârlar doluyor. Yüzünü sevgiyle öperken kadifemsi burnu hareketli, dudakları kıpırtılı ve sanki "Hadi bin sırtıma, ufuklar bizi bekliyor" diyor! Gazete, bütün hizmetlerin başıdır! Gazetemize abone kaydını 454 3 454'ten de yazdırabilirsiniz.