Geç mi kaldım ne? Yoksa erken mi yazdım!.. Olsun, zaten son anneler gününde, konuyla ilgili yazı yazamamıştım... Hatırlıyor musunuz o günü, neler yapmıştınız? Annenizi nasıl hatırlamıştınız? İşte, canımı bu acıtıyor: Hatırlamak!.. * Anne-evlat ilişkisinin; yılda bir kez hatır sormak veya görüp "değişiklikleri" göstermek boyutunda kaldığı batı anlayışında "anneler günü" ne eşsiz bir nîmet... "Anne, bak bu senin torunun..." "Yanımdaki elbette geçen yıl gördüğün adama benzemeyecek anne. Çünkü onu değiştirdim..." "Anne, aa yoksa bu senin yeni kocan mı?.." Anneler günü; durum değişikliklerinin sunulduğu bir gün, batı tarzı yaşayanlarda... Belki de bugün olmasa, yıllarca evlatlarından haber alamayacak olan anneler var bazı toplumlarda. Anlatabiliyor muyum, kuru bir "hatırlamak" kelimesinin neden canımı acıttığını?.. * Günlerden bir gün anneler günüydü. Anneler elbette mutluydu o gün ve annesi olanlar heyecanlıydı... Lakin, mini minnacık bir yanlış yok muydu bu işte?.. Ya da, bugün de anneler günü değil mi, o gün olduğu gibi?.. Çoğu anneler, anneler gününde, büyüklü küçüklü hediyeler aldı evlatlarından... Mutlu oldular. Fakat çoğu anne hediye beklemiyordu aslında çocuklarından; Sevgi bekliyordu, ilgi bekliyordu, kendi emeğinin ve değerinin idrak edilmesini bekliyordu. Doğru mu sizce de? Hediyeler, sadece "yüreklerdeki coşkunun" basit bir ifadesi değil mi? * Söyler misiniz şimdi bana; geçti mi anneler günü? Düşünür müsünüz lütfen; anneler günü ne zamandı acaba? Anlar mısınız; bir yıl "beklemeye" alınan annelerin halini!.. Yapmayın... Ne olur yapmayın! * Ve şunu yapın: Bugün de tebessüm edin annenize, ne olur... Bugün de arayın onu, bugün de "merhaba" deyin, "nasılsın" deyin... Bugün de öpün bir kere yanağından. Bugün de selam verin kapıdan girdiğinizde, "Allahaısmarladık" dediğinizde ana duası yetişsin diye ardınızdan... Bugün de sadece, bir tek dakikanızı ayırın annenize. Bir tane dakikanızı... Bu bir dakikalar yılda 6 saat, 70 yılda ise 17.5 gün yapar. Seni 9 ay karnında taşımış insan için 17.5 gün... Ayrıca bu bir dakikalar hangi yaşta başlayacak, hangi yaşa kadar sürecek, düşünmeye değer... * Hadi, sor kendine: Günde bir dakika gözlerine bakabilir misin annenin, önündeki yolun o noktasını şimdiden görmek için?.. Günde bir dakika uğrayabilir misin, günde bir dakika arayabilir misin; sesini duymak, daha da önemlisi sesini duyurmak için?.. Günde bir dakika "Fatiha" okuyabilir misin?.. * Hangi gündü Anneler Günü? Anneler Günü'nün o gün olduğunu kimse anlatamaz bana! Annesi olanlar, kulağınızı açın; "bugün de" annenizin günü... Ayağının altında Cennet olanlara yetmiş yıldan 17.5 gün ayırmak çok mu zor sizce?.. * Hadi soralım kendimize; bir dakika aramak, bir dakika uğramak, bir dakika gözlerine bakmak veya bir dakika Fatiha okumak... ...ve, gözleri sizin üzerinizde olan evlatlarınız tarafından "böylece kopyalanmak" acaba denemeye değer mi? * Kim ne derse desin; bugün Anneler Günü işte!.. ..... Anneler! Evlatlarınız adına "bugününüzü de" kutluyorum... İyi ki vardınız ve sizde var edildik... Ellerinizden öpüyorum. Ve "Cennet kokan" ayaklarınızdan!