Zeminin yüksekliği veya havanın basıncı; bulut ile toprak arasındaki mesafeyi belirliyor... Bazen bulutlar uzak, bazen tepeler bulutların içinde, bazen de bulutlar çimenlerin üstünde... Bu ikisi çoğu zaman sarmaş dolaş, iç içe; yer ve gök, toprak ve bulut, alçaklık ve yükseklik her zaman birbiriyle ilgili... * Özeti şu: Bir damla su; bulutun içinde husule geliyor... ..ve toprağa düşüyor... Buna "ömür" diyorlar! * Bu yolculuk ömürse, insan bir damla sudur; Toprağa doğru düşen! * Ha henüz buluta yakın, ha toprağa varmak üzere! Ömür ki, neticede; bulutla toprak arası bir yolculuk! Toprağa kavuşmaksa; yerçekimi gibi gerçek! * Belli ki, yeryüzü bedenlerle bu kıvama erişti ve belli ki damlalar düşmese, toprak toz olup savrulurdu göklere! * İnsan bir damla sudur... Ya toprağı çamur eder veya toprağa hayat verir! Sadece bundan mesuldür! ....... Nidayi Sevim, bir güzel adam; çünkü ölüm gerçeğine yakın yaşayabilenler daha güzel kalıyor! Hayat ve ölüm arasında yaşamayı seçmiş bu güzel adamın ilk kitabı "MEDENİYETİMİZİN SESSİZ TANIKLARI Eyüpsultan'da Osmanlı Mezar Taşları" idi. İnce dalımıza konmuştu, ince telimize dokunmuştu... İkinci kitabı da bir o kadar hassas ve özel ve lüzumlu: "Medeniyetimizde Toplumsal Dayanışma ve SADAKA TAŞLARI". Merak edenler diğer detayları www.kitapdostu.com adresinden öğrenebilir.