Yılbaşı yaklaşırken, hele çekilişin yapıldığı gece ve sabahı, çoğu kimsenin zihin meşguliyeti şudur: "Büyük ikramiye acaba kime çıkacak?" Bunun meraklıları ise, eminim; "ikramiye" nedir, bilmeyenler! * Kaç bilet basılır, satın alınır bilgim yok. Umurumda da değil... Bildiğim şu ki; büyük ikramiye bir, iki veya dört bilet arasında pay edilir. Az miktarda diğer ikramiyeler ve amortiler vardır, gerisi hava!.. * Milyonlarca insanız. Misal ki; her birimiz, elimizde piyango biletleri tutuyoruz. Çekiliş yapılıyor. Fakat şans toplarının hiçbiri, hiçbirimizin elimizdeki biletlere isabet etmiyor. İşte pek çoğumuz, neredeyse her zaman bu duyguları hissediyoruz! * Geçen gün bir büyüğümle sohbet ederken; "toplumun haline örnek" olarak çok ibretlik bir hakikati anlattı. Dedi ki: Eskiden, huzur zamanında; "seninki zaten senin, benimki de senin" derlermiş... Yıllar geçmiş; "seninki senin, benimki benim" demeye başlamışlar. O zaman da durumlar iyiymiş, lakin daha sonraları huzursuzluk başlamış. Peki, neden başlamış. Çünkü artık insanlar; "seninki benim, benimki zaten benim" diyor ve öyle davranıyorlar! * Bu örnek ne kadar anlamlı, değil mi? Ve orantıyı düşünün; böyle diyen ve demeyen insanların orantısını... Bir de büyük ikramiye ile talihsizlerin arasındaki orantıyı! * Elimizde olan ise şudur: Her birimiz, herkes için birer büyük ikramiye olabiliriz! Ve herkes, karşısındaki herkes için birer ikramiye olmaya çaba gösterdiğinde, acaba nasıl bir huzur medeniyeti yükselir bu milletin başı üzerinde? Biraz düşünün...