Allah insanı şaşırtmasın; sonra ne yapacağını şaşırır! Geceleri televizyonda, sabahları gazetelerde kendine bakıp bakıp gülsün mü, ağlasın mı karar veremez! Her şey bir yana "onlarınkiler çarşaflı, bizimkiler CHarşaflı" mantığı acaba kaç numara bir mantıktır ve eski bir lamba şişesi gibi hangi antikacıda bulunur?.. * Köşemiz bir siyasî köşe değildir elbette ama bu yazı da bir siyasi yazı değildir. Peki öyleyse nedir? "İnsanî" bir yazıdır; insanlar okur ve anlayacakları umulur! Bilmemiz gereken şudur: Her seçim sandığına atılmış her oy pusulasının her yuvarlağına basılmış her mührü basan her parmak birer "insan" parmağıdır! Bir de şöyle yazmalı ki anlamayan kalmasın: Önlerine seçim sandığı konan kimseler "kendilerinin insan olup olmadıklarını" değil, kendilerini insan yerine koyacak siyasî iradeyi seçerler. Seçmenden oy talebi bunun içindir! Bir insanın herhangi biri kadar insan olması; verdiği oyla belirlenmez... Kötü seçmen olmaz; ama seçilmişin kötüsü olur. Seçenin kötüsü olmaz; tercihin kötüsü olur! Çünkü seçimler; seçmen seçmek için veya seçmenin insanlığını belirlemek için yapılmaz... Ve seçenler; seçilemeyenlerin hışmıyla yargılanamaz!.. * Elbette bu bir siyasî yazı değil, insanî bir yazıdır. Elbette çarşaflılar da insandır, çarşafsızlar da insandır... Sakil, tuhaf, garip, acayip, ilginç, enteresan, bodur, kısa, hımbıl, eğri, yamuk, topal, kör, şaşı, çolak, bet, abes olan; ..insanları dün "çarşaflılar ve çarşafsızlar" diye ikiye ayırmaya çalışanların... Bugün de; "çarşaflılar ve CHarşaflılar" diye ikiye ayırma çabasıdır! İşte zaten bunun için insanlar, her seçimde İKİYE AYIRIVERİYOR böyle kötürümleri; ..tutup tutup bacaklarından!