Dalda titreyen kalpler

A -
A +

Şekil verilse bile; ..kar da göğün gözyaşıdır! ..... Çiçekleri solmuş ve yaprakları dökülmüş kara dallarının ucundaki kuru çırpılarıyla, göğün mavisine doğru uzanmıştı ağaç. Ama o gün bulutlar gökyüzünü kapatmıştı. Ve cıvıltılarını alıp kaçan kuşların ardından yağmur çiselemeye başlamıştı. Soğuktu o gece. Sanki gece titriyordu... Karanlığın içindeki daha kara çizgilerle belirginleşen ağacın altına doğru ince bir beden süzüldü... "Sana geldim çınarım, dedi. Gölgene ihtiyacım var!.." * Fakat gölge yoktu o gece, hem de utanılacak kadar! Güneş değil ay bile yoktu ki gölge olsun! Ve hatta gölgesi düşecek yaprak ve çiçek de yoktu... O ince beden sarılmak için uzandı ağacına, ama elleri ıslanınca irkilip; "Sen ne kadar soğuksun" dedi!.. Konuşamadı ağaç... Kollara benzeyen kuru dalları takırdadı, parmaklara benzeyen ince çırpıları titredi ve kaskatı kesildi. Eğer olsaydı belki dili de donacaktı o dakika ve bir daha hiç konuşamayacaktı! Hâlbuki ağaç da ziyaretçisini beklemekteydi o gece; bakışlarıyla ısınmak için! * Gölge verenler de gölgelenenler de aynı şeye muhtaç olabiliyor ya bazen. Karanlığın, onları ayrı ayrı yerlerde örttüğü o gecede de öyle oldu... Söylenemeyenler ise; saçaklardan sarkmış sivri buzlar gibi donup kaldı! O gece kar yağmıştı usulca. Ve ağaç, üzerine konan her kar tanesini toplamıştı... Parmaklarının ucunda kardan birer topak tutuyordu şimdi, kendi yüreğine benzeyen!.. "Sevdiğim evinden çıkınca; onun için yaptığım bu kar topaklarını kendisine uzattığımı görecek" diye seviniyordu. * Ve sabah oldu. Sevilen bahçeye çıktı. Kendisine uzatılmış hediyeleri de gördü... Fakat öyle bir bakış vardı ki gözlerinde; titreyen bu kardan kalplerin, üşümüş dallara tutunmaya çalışan tırnakları eridi; ..ve kalpler çamura düştü!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.