Demek; sana ne!

A -
A +

Sultan Süleyman Han bir gün devletinin ihtişamına baktı. Üç kıtaya yayılmış, okyanusları tutmuş Osmanlı'nın yıkılma ihtimalinin olup olmadığını merak etti. Birkaç satır yazıp; derin âlim ve büyük evliya Yahya Efendiye gönderdi. Hem uzun hem de geç beklediği cevap, iki kelime olarak hemen geldi! Sadece "Bana ne!" yazıyordu kâğıtta. Peki, bu ne demekti? Kısa zamanda buluştular: -Cevabı anlayamadım, dedi cihanın sultanı Kanunî... Sözün sırrı nedir? -Bana ne, sultanım dedi Yahya Efendi. Devletin yıkılmasının sırrı; "bana ne" anlayışıdır. İnsanlar böyle dedikçe şüphen olmasın ki gümbür gümbür yıkılır bu koca devlet! * Nihayet, öyle bir noktaya gelindi ki; işgalci İngilizler başkent İstanbul sokaklarında yürürken, imparatorluk insanları "bana ne" diyordu. "Nasılsa Osmanlıya bir şey olmaz; nasılsa Padişah bir çaresini bulur; ben ne yapabilirim ki yapılacak olanı başkaları yapsın" diyerek dükkânlarını açıyorlardı! Şu soru vicdanlara: Devlet-i Âliye "bana ne" ile yıkıldı da, şimdi bizler ne demekteyiz? Bu ülke, bu bayrak bizim. Daha önemlisi bu itikad bizim. Ülke geri alınır ama; inançla, itikadla... İşte onu korumak, çaldırmamak vazifesi de bizim!.. * Çare "bana ne" dememek ama neden hep "başkaları demesin" diyorsun! Nasılsa yazar bunları biri, nasılsa basar, nasılsa dağıtır kitapları, nasılsa okur birileri" diyorsun! İşte böyle diyordu yıkılan imparatorluğun insanları da! Soru: Acaba o zaman mı daha çok işgal altındaydık, yoksa şimdi mi? Soru: Harekete geçmek için önce ölmeyi mi bekliyorsun? Soru: Ellerinden imparatorluk alınanlar "bana ne" diyerek üç kuruşun peşine düşüyordu. Şimdi durum daha kötü; çünkü inancın çalınıyor! Çeneni ve keseni açmak için hangi zamanı bekliyorsun? Yüz sene sonra nasıl anılmak istiyorsun?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.